24.05.2013
MUHTEŞEM GATSBY /THE GREAT
GATSBY
(Baz Luhrman/ 2013)
Çok uzun zamandır
şöyle gösterişli bir Hollywood filmi
izlememiştim. Programı takip edenler bilir, kostüme filmlere özel bir ilgim
var. Hal böyle olunca şu an Eskişehir’de gösterimde olan filmler arasında
Muhteşem Gatsby açık ara öne geçip, kararımı belirledi. Muhteşem Gatsby,
orijinal adıyla The Great Gatsby Scott Fitzgerald tarafından yazılmış ve 1925
yılında yayınlanmış oldukça ünlü bir roman. Yüzeyde bir aşk hikayesi anlatıyormuş
gibi görünse de romanda alt metin olarak güçlü biçimde 1920’lerde Amerika
Birleşik Devletlerinde yükselen değerlere eleştirel bir bakış öne çıkmaktadır. Hal
böyle olunca da ilgi uyandıran, bu katmanlı roman sinemaya da defalarca
uyarlanmış. İlk kez roman yayınlandıktan hemen bir sene sonra 1926’da Herbert
Brenon tarafından uyarlanan Muhteşem Gatsby’nin belki de en çok ses getiren
uyarlaması 1974’te Francis Ford Coppola tarafından çekildi. Başrollerini Robert
Redfort ve Mia Farrow’un paylaştığı bu versiyondan sonra aynı güçte başka bir
uyarlamayla karşılaşmadık. Neredeyse 40 yıl sonra Baz Luhrman Muhteşem Gatsby’i
yeniden uyarladı. Biz yönetmeni 1996’da yönettiği müzikal Romeo ve Juliet
uyarlamasından ve 2001’de yönettiği Moulen Rouge’dan hatırlıyoruz daha çok.
Gelin şimdi hep yaptığımız gibi kısaca filmin konusuna değinelim ardından da
filme dair detayları ele alalım...
Yale mezunu Nick Carraway büyük umutlarla New
York’a gelir. Borsada broker olarak çalışan Nick bir taraftan da yazarlıkla
uğraşmaktadır. Nick kendine Long Island’da küçük bir ev tutar. Bu evin belki de
en önemli özelliği hemen yanı başındaki görkemli malikanedir. Bu malikanenin
görkemi de, sahibi de Nick’in hat safhada ilgisini çekmektedir. Bir gün komşusu
Jay Gatsby’den malikanesinde düzenleyeceği parti için özel bir davet alır. Bu davet bir dostluğun başlangıcıdır ama aynı zamanda hiç beklenmedik sonuçları da
olacaktır... Öncelikle şunu söylemek istiyorum; bana göre Baz Luhrman bu
uyarlamaya kalkışarak elini ateşe sokmuş. Zira az önce de söylediğim gibi Francis
Ford Coppola’dan sonra romanın yeni bir versiyonunu çekme kararını almak çok
kolay olmasa gerek. Ama hemen belirtmeliyim ki Luhrman oldukça iyi bir iş
çıkarmış. Gerek Romeo ve Juliet’de gerekse Moulen Rouge’da kanıtladığı müzikal
becerilerini bu kez biraz daha farklı bir biçimde Muhteşem Gatsby’de gözler önüne
sermiş. Film müzikal olmasa da müzik filmin en temel anlatım araçlarından bir
tanesi ve filmin akışına çok büyük katkısı var. Üstelik tıpkı Moulen Rouge’da
olduğu gibi günümüz sounduyla yeniden ele alınmış 1920’lerin müziğini dinlemek zamansal
sıçramaya yol açtığı için hem bir anlamda yabancılaştırıcı bir öge hem de
filmin genç izleyicisiyle bağ kurmasına yardımcı oluyor. Bence filmin en güçlü
yanı müzikleri. Açık yüreklilikle, filmin soundtrackinin almaya değer olduğunu
düşünüyorum.
Öte yandan filmin 3 boyutlu olması da ilginç.
Zira biz genellikle 3 boyutu animasyon filmlerde ya da aksiyonu çok olan
macera, gerilim ya da korku filmlerinde deneyimliyoruz. Benim izlediğim drama
türünde olan 3 boyutlu tek film Martin Scorsese’nin yönettiği Hugo’ydu. Başka
filmler de vardır belki ama benim izlediklerim arasında Hugo’dan başka 3
boyutlu drama yok. İşte bu anlamda Muhteşem Gatsby benim için hoş bir deneyim
oldu. Olayların geçtiği dönem ve koşullar itibariyle o debdebeli partileri, o
gösterişli kostümleri, arabayla yapılan yolculukları, akıcı, hareketli kurguyu
3 boyut sayesinde çok daha keyifle izliyoruz. Filmi bu anlamda da başarılı
bulduğumu belirtmeliyim.
Filmde oyunculuk da oldukça başarılı. Leonardo
DiCaprio’nun oyunculuk anlamında artık hayli olgunlaştığı açık bu filmde.
Carrey Mulligan da masum yüzlü, çekici Daisy rolünde oldukça başarılı. Ama bana
kalırsa Tobey Maguire filmde harika bir iş çıkarmış. Kariyerinin yalnızca
Spiderman’den ibaret olmadığını gösteriyor bize.
Kısaca, iyi müzik, iyi kurgu, iyi oyunculukla
gözünüzü boyayacak gösterişli bir film izlemek istiyorsanız Muhteşem Gatsby iyi
bir seçim olacaktır. 142 dakikanın su gibi aktığını göreceksiniz.
Yeniden birlikte oluncaya dek hepinize film dolu günler
dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder