13.03.2015
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ (İlksen
Başarır/2015)
İlksen
Başarır sinemamızın az sayıdaki kadın yönetmenlerinden biri. 2009 yılında
senaryosunu yazıp yönettiği Başka Dilde Aşk ile başarılı bir çıkış yapan
yönetmen daha sonra ensest ilişkiye cesurca odaklanan Atlıkarınca’yla
başarısını sürdürdü. 2013’te Testosteron isimli tiyatro oyunundan uyarlayıp
yönettiği Erkek Tarafı filmi, beni kişisel olarak biraz hayal kırıklığına
uğratmıştı, tiyatroya yakın anlatım dili nedeniyle. Geçen hafta İletişim
Bilimleri Fakültesi Serbest Bölge Film Atölyesinin konuğu olarak söyleşiye
gelen ekibin ardından, bu defa nasıl bir konuyu seçtiklerini merak ederek ben
de filmi izlemek istedim. Gelin şimdi film hakkında konuşalım.
Nehir ana sınıfı öğretmenliği
yapan genç bir kadındır. Arkadaşının evinde kaldığı bir gece, yan dairede bir
müzisyenin sabaha kadar beste yapmasına tanık olur. Ortaya çıkan şarkı onu o
kadar etkiler ki ertesi gece o müzisyeni görmek için arkadaşıyla gece kulübüne
gider. Nehir kafasına koyduğunu yapar ve Ozan’la tanışır. Ama bu tanışma pek de
hayal ettiği gibi olmaz. Gece ilerledikçe tanışma anının gerginliğini atarlar. Deyim
yerindeyse, kimyalarının tuttuğu bellidir ama yine de yolunda gitmeyen bir şey
vardır. Nehir ve Ozan’ın ilişkisi nereye doğru evrilecektir? Öncelikle şunu hemen söyleyelim; İlksen Başarır
kentli hikayeleri anlatmakta ya da kentte geçen hikayeler aktarmakta oldukça
başarılı. Bu anlamda Çiğdem Vitrinel ile onu birbirine oldukça yakın buluyorum.
Filmlerinin senaryolarının genel olarak akıcı, üzerinde çalışılmış senaryolar
oldukları genellikle ortaya çıkan işlerden anlaşılıyor. Bunda birlikte uyum
içinde çalıştığı Mert Fırat’ın da etkisi olduğunu düşünüyorum. Başka Dilde
Aşk’tan bu yana İlksen Başarır ve Mert Fırat, Başarır’ın her filminin
senaryosunu birlikte yazdılar. Başarır’ın her filminin başrol erkek oyuncusu
hep Mert Fırat oldu. Tabii bu meselenin görünen, bilinen yüzü. Başka Dilde Aşk’tan
bu yana örneğin, mezunumuz Özgür Balcı da Başarır’ın tüm projelerinde yer aldı.
Hal böyle olunca, birbirine alışmış, uyumlu bir ekip işi çıkıyor ortaya.
İlksen Başarır’ın Bir Varmış
Bir Yokmuş’la ilgili bir anlamda talihsizliği, ilk iki filmiyle oluşturduğu
imge. Başarır bu çıkış filmleriyle konuşulmayan toplumsal sorunlara eğilen bir
yönetmen olarak isim yaptı. Ancak, her filminde böyle bir yaklaşım içinde
olacağını beklemek haksızlık olur. İşte, Bir Varmış Bir Yokmuş’ta bu imgeyi
kırıyor. Yine kadın erkek ilişkisi, aşk teması var ama toplumsal sorun
denilebilecek şeyler yalnızca filmin dekoru oluyor, teması değil. Portmantoda
asılı baret, Ethem Sarısülük posteri gibi detaylarla ima edilenleri yakalıyoruz
ama bunların filmin ilerleyişine bir katkısı yok.
Film basit bir hikaye
anlatıyor gibi görünmekle birlikte bunu anlatış biçimiyle hiç de fena olmayan
bir yerde duruyor. Filmin sinematografik yapısı oldukça başarılı. Film boyunca
uzun zamandır tanık olmadığım kadar çok yakın çekimlere tanık oldum. Filmi
epizotlara ayıran, Ozan’ın düşünce akışlarına eşlik eden sürreal görüntüler
filmin anlatımını güçlendiriyor. Genellikle bu tür anlatım araçlarına bizim
sinemamızda pek rastlamıyoruz. Öte yandan plan sahneler dikkat çekiciydi. Deniz
kenarında gece çekilen sahneler estetik olarak haz vericiydi. Ozan ve Nehir’in
ilişkilerinin ilerleyişinin tek sekansta verilmesi de değişik ve hoş bir
anlatımdı.
Programı takip edenler
bilirler. Film müzikleri konusunda oldukça hassasımdır. Bu filmin vurgu
noktalarından biri de müzikleri. Müdavimlerinin iyi tanıdığı Bubituzak’ın
müzikleri, bazen doz aşımı duygusu verse de, filme ruh katmış. Ayrıca Mert
Fırat’ın müzik yeteneğine tanık olmak da oldukça keyif vericiydi.
Oyunculuklara gelirsek... Pek
çok başarılı işe imza atan Mert Fırat’ın oyunculuğu artık oturdu. Olgun, sade
bir performansı var Mert Fırat’ın. Bu filmde de dengesiz bir karakter olan
Ozan’a hayat verdiğini düşünüyorum. 2004’te Çemberimde Gül Oya dizisiyle
tanıdığımız ve dizi oyuncusu olarak öne çıkan Melisa Sözen zaman içinde
sinemada da çok başarılı oldu. Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken, Nuri Bilge
Ceylan’ın Kış Uykusu gibi filmlerinde yeteneğini kanıtladı. Bir Varmış Bir
Yokmuş’ta da performansını başarılı buldum. Filmde Ozan ve Nehir’in ilişkisi
ilerledikçe doğal olarak bazı sevişme sahneleri de çekilmiş. Bu sahneleri çok
başarılı buldum.
Kesinlikle sansasyon amaçlı ya
da daha film çok dikkat çeksin diye değil, olaylar bunu gerekli kıldığı için
yer alan son derece doğal ve estetik sahnelerdi bunlar. Bunun oyuncuların ve
yönetmenin başarısı olduğunu düşünüyorum.
Kısaca, Bir Varmış Bir Yokmuş,
hiç de fena olmayan, ister müzikleri, ister oyunculuk isterse konusu nedeniyle
olsun bir yanıyla rahatlıkla ilginizi çekebilecek bir film.
Programı sonlandırmadan önce
bugünden itibaren başlayacak olan beşinci Uluslararası Gençlik Filmleri
Festivalini hatırlatmak istiyorum. kentimizde çok çeşitli mekanlarda, çok
sayıda filmi izleyiciyle buluşturacak
olan festivale ilgini yüksek olacağını umuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder