TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

15 Kasım 2012 Perşembe

GERGEDAN MEVSİMİ / FASLE KARGADAN / RHINO SEASON



08.11.2012
GERGEDAN MEVSİMİ / FASLE KARGADAN / RHINO SEASON
(Bahman Ghobadi/ 2012)

Bugün sizlerle bir kaç haftadır vizyonda olan bir film hakkında konuşmak istiyorum: Gergedan Mevsimi. Gergedan Mevsimi’ni seçmemin iki nedeni vardı. Daha önce de bir kaç kez dile getirmiştim, Hollywood sinemasının salonlardaki egemenliği malum. Bu yalnızca bizim ülkemize özel bir durum değil. Bollywood gibi örnekleri bir kenarda bırakırsak pek çok ülkede Hollywood’dan çıkan filmler kolaylıkla salon bulup, gösterime giriyor. Dolayısıyla izleyici de alternatif örneklerle festivaller dışında kolay kolay karşılaşamıyor. İşte bu açıdan baktığımızda İranlı yönetmen Bahman Ghobadi’nin filminin son James Bond filmiyle yanyana salonlarda oynuyor olması kayda değer ve ilginç bir durumdu. Üstelik her iki filmin de İstanbul’da geçiyor olması hoş bir tesadüftü.  Bir diğer nokta ise filmdeki oyunculardı. Biliyorsunuz bizim oyuncularımız en başta dil engeli nedeniyle kolay kolay uluslararası yapımlarda yer alamıyorlar. Ancak film BKM ile ortak olarak çekilince Yılmaz Erdoğan, Caner Cindoruk, Belçim Erdoğan ve Beren Saat de filmde oynamışlar.  Onların yanı sıra İtalyan oyuncu Monica Belluci ve İranlı oyuncu Behrouz Vossoughi de filmde yer alıyor. Filmin dili ise Farsça ve Türkçe. Hal böyle olunca ortaya ilginç bir karma çıkıyor. İşte bu performansa tanıklık etmek istemem filmi görme konusunda beni motive etti.  Gelin şimdi film hakkında biraz daha detaylı konuşalım.

İranlı şair Sahel Farzan, İran'da şahın devrilmesiyle başlayan İslami rejim devrimi sırasında karısıyla birlikte tutuklanır. Bir süre sonra karısı serbest bırakılır ve ardından karısına öldüğü söylenir. Oysa şair Sahel Farzan’ı 30 yıllık bir mahkumiyet beklemektedir ve tüm bunların ardında hiç umulmadık bir isim yatmaktadır. Mahkumiyet sonrasında eşini aramaya koyulan Sahel Farzan eşi Mina ile ilgili hiç beklemediği bilgilere ulaşır. İran’daki İslami rejim filmi ilerleten ve filme fon oluşturan bir tema ama filmin tamamen siyasi mesajlar vermeye odaklandığını söylemek doğru olmaz.  İslami rejime eleştiri filmden elde edeceğimiz çıkarımlardan biri. Ama asıl öne çıkan aşk kavramı. Üstelik yalnızca olumlu anlamda değil, aşkın saplantılı, yıkıcı yönüne de tanıklık ediyoruz filmde.

Gergedan Mevsimi’nin biçemi ile ilgili çok şey yazıldı. Öncelikle yönetmenin belki de en çok bilinen ve İran sinemasının iyi örneklerinden biri olarak öne çıkan filmlerinden Sarhoş Atlar Zamanı ile karşılaştırıldı. Evet, eğer böyle bir karşılaştırmaya ben de gidecek olursam biçem açısından çok farklı olduklarını söyleyebilirim ve ben de gerçeklik açısından bu iki filmin iki zıt kutupta olduğuna katılıyorum. Ama ben bunu bir eksiklik olarak görmüyorum. Üstelik bir yönetmenin sürekli aynı temaları, aynı anlatım biçimini tekrar ediyor olmasının bir gereklilik olmadığına ve hatta yönetmeni kısırdöngü içine sokacağına inanıyorum. Bu açıdan Bahman Ghobadi’nin kendi sineması açısından farklı ama Türk izleyicisi için tanıdık yeni üslubunu şahsen ben eleştirmiyorum. Filmin içinde çok etkileyici çekimler, çok etkileyici mekanlar var. Pek çok eğretileme, metaphor kullanılmış. Bütün bu alt metinleri çözümlemek için filmi birden çok izlemek gerek. Ama bu demek değil ki film kusursuz. Dingin bir anlatım seçilmiş olsa da izleyici olarak öykünün rahat ilerlemesini bekliyorsunuz. İşte bunu sağlamakta bazı sıkıntıları var filmin. Senaryoda bazı boşluklar, soru işaretleri var. Örneğin, Akbar variyetli bir adam olmasına karşın neden kendi kızının fuhuş yapmasına göz yumuyor anlamak zor.

Gergedan Mevsimi’ni oyunculuk açısından değerlendirecek olursak, çoğunluğun aksine Yılmaz Erdoğan’ın performansını özellikle başarılı bulduğumu söylemeliyim. Görünüşte ezik, Mina karşısında şansı olmayan şoförün nasıl sinsi bir düşmana dönüştüğünü bana göre başarılı bir biçimde yorumlamış. Belçim Erdoğan performansıyla belki başka bir filmin içinde daha başarılı gözükebilirdi. Ama Gergedan Mevsimi’nin dinginliğinde performansı sırıtıyor. Beren Saat ise bana göre silik kalmış. Belki de sinema Beren Saat için uygun bir mecra değil. Monica Belluci çok fazla konuşmasa da sonuçta Farsça konuşuyor ve aksanını değerlendirecek bir becerim olmasa da bunun hem Belluci için hem de ana dili Farsça olmayan diğer oyuncular için bir başarı olduğunu düşünüyorum. İranlı oyuncu Behrouz Vossughi’nin anlamlı yüzü ve Caner Cindoruk’la benzerliği ise etkileyici.  Çeviride ritmini kaybetse de şair Sahel Farzan’ın kızı tarafından okunan şiirleri de filmin kayda değer detaylarından bir diğeri.

Gergedan Mevsimi bir baş yapıt ya da kusursuz bir film değil. Ama sinema salonlarında festivaller dışında örneklerine ulaşamadığımız bir ülkenin, İran sinemasının bir örneği. Bu nedenle bir şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder