28.12.2010
KARMAKARIŞIK / TANGLED (Nathan Greno Byron Howard)
Bu hafta sizler için bir animasyon film seçtim. Walt Disney’in 50. uzun metraj
animasyon filmi olan ve Amerika Birleşik Devletler’inde aralık ayı başında en
çok izlenen ve bu özelliği ile Harry Potter Ölüm Yadigarları Bölüm 1’i de
geride bırakan Karmakarışık sözünü ettiğim film. Yönetmenliğini Walt Disney’in ödüllü
genç jenerasyon yönetmenleri Nathan Greno ve Byron Howard’ın yaptığı
Karmakarışık, Grimm Kardeşlerin klasik masallarından Rapuntzel’in uyarlaması.
Gelin şimdi filmdeki detaylar üzerinde konuşalım.
19. yüzyılın
başlarında yaşayan Alman Grimm Kardeşlerin eserleri hepimizin yaşamı boyunca en
az bir kez okuduğumuz, dinlediğimiz masallardır. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler,
Hansel ve Gretel, Çizmeli Kedi, Kurbağa Prens, Uyuyan Güzel, Fareli Köyün
Kavalcısı ve Rapuntzel kanımca Grimm Kardeşlerin en çok bilinen masallarıdır.
Bu masallar iyi ve kötü, güzel ve çirkin ayrımlarının çok keskin biçimde
yapıldığı, kötülerin haşin ve acımasız, iyilerinse zayıf ve yardıma muhtaç
olması gibi belli kalıplar üzerine kuruludur.
Kuşkusuz bu masalların yazıldıkları dönemden bu yana pek çok şey değişti
ve haklı olarak bu masallardaki kadın ve erkek rollerinin yanlışlığını tartışan
pek çok çalışma yapıldı. Sanırım yapım şirketleri de bunun farkına vardılar ki
artık bu masalları olduğu gibi çekmek yerine günümüze uyarlamaya başladılar. Bu
konuda iyi bir örnek olarak yine Grimm Kardeşlerden uyarlanan ve dilimize
Kırmızı olarak çevrilen 2005 Weinstein
yapımı Hoodwinked gösterilebilir. Bu konuda pek de reformist olmayan Walt
Disney için 50. uzun metraj animasyon film ünvanına yakışır bir film olmuş
Karmakarışık. Rapuntzel’in o acıklı öyküsü bu filmde bambaşka bir boyut
kazanmış. Yine kaçırılmış ve kuleye kapatılmış bir genç kız olmasına karşın,
kurtarılmayı bekleyen aciz bir karakter yok karşımızda. Onun yerine tüm
akranları gibi enerjik, dünyayı keşfetmek ve hayallerinin peşinden gitmek
isteyen, aklı biraz karışık sevimli bir genç kız Rapuntzel. Üstelik karşısına
çıkan da bir prens değil, sevimli bir haydut. Bu anlamda filmin alışıldık
ezberleri bozduğunu söylemek yanlış olmasa gerek. Üstelik Rapuntzel’in saçının
yalnızca uzun olmakla kalmayıp, gençleştirici ve iyileştirici nitelikte olması
da Rapuntzel’I güçlü kılmış öykü içinde. Kuşkusuz filmde romans faktörü de var
ama asıl izlek bu değil. Filmde önyargıları kırmaya yönelik de bir mesaj var.
İri yarı, potansiyel suçlu görünümündeki Ördek Yavrusu restoranın müşterileri,
o iri ve kaba görünümlerinin ardında herkes gibi hayaller yaşatmaktadır.
Rapuntzel onların bu yönünü ortaya çıkarmaya da yardımcı olur. Filmin bana göre
en sevimli karakteri ise hiç söz söylemeden komik olmayı başaran, köpek mizaçlı
saray atı Maximus. Belki daha sonra Maximus’un ana karakter olduğu bir film de
yapılır. Tabii filmde hiç kuleden çıkmamış olan Rapuntzel’in nasıl olup da
yüzmeyi bildiği gibi mantık sınırlarını zorlayan sorular da sormak olanaklı ama
filmin genelindeki olumlu faktörleri düşünerek bunları görmezden gelebiliriz
sanırım.
Filmin teknik
niteliklerine gelirsek… Son dönemin yükselen değeri 3 boyutlu filmler
biliyorsunuz. Hatta bu mesele yalnızca sinema ile de sınırlı değil. Dünyanın
önde giden teknoloji markaları
televizyonlarda da 3 boyutu yaygınlaştırma yolunda. İşte Karmakarışık da
bu gelişmeden nasibini almış 3 boyutlu bir film. Zaman içinde farklılaşmış olsa
da Walt Disney’in animasyonlarındaki sevimli, sıcak çizgilerin bu filmde de
yinelendiğini görüyoruz. 3 boyutla birlikte daha zevkli bir hal alıyor filmi
izlemek. Müzikler bana göre Türkçeleştirildiğinde biraz zorlama bir havaya
bürünüyor ama bu konuda yapılacak bir şey yok. Hedef kitlesinin çocuklar olduğu
düşünüldüğünde filmin alt yazıyla gösterime girmesi rasyonel bir karar olamaz.
Sevenleri için Sertab Erener’in de filmde bir şarkı seslendirdiğini belirtelim.
Kısaca,
Karmakarışık yeni yorumuyla çocuklara daha normal ve doğru modeller sunan,
görsel olarak büyük küçük tüm izleyicilerine keyif verecek nitelikte hoş bir
film. Ancak bir konuda sizi uyarmam gerekebilir. Ebeveynlerin çocuklarına
sinemaya gitme alışkanlığını vermeleri muhteşem ve takdir edilecek bir durum
kuşkusuz. Ama daha sakin bir ortamda filmi izlemek isteyebilirsiniz. İşte bu
nedenle eğer animasyon seven bir yetişkinseniz filmi izlemek için hafta içinde
ve görece geç saatteki bir seansı seçmeniz yerinde olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder