04.01.2011
ZOR BABA 3 / LITTLE FOCKERS (Yön.Paul Weitz, 2010)
Öncelikle yeni yılınızı kutlayarak programa başlamak
istiyorum. Umarım 2011 hepimiz için geriye dönüp baktığımızda mutlulukla anacağımız bir yıl olur. Her yılbaşında olduğu gibi 2011’e umutla başladık çoğumuz ve bu duyguya
yakışacak keyifli, eğlenceli bir film seçmeye çalıştım ben de. Bir süredir
vizyonda olan Zor Baba 3’ten yana oldu seçimim. Bildiğiniz gibi Zor Baba serisi
2000 yılında başlamış, 2004’te ikincisi vizyona girmişti. Şimdi de Amerikan
Pastası’ndan tanıdığımız, yönetmen Paul Weitz’in çektiği, serinin üçüncü filmi
gösterimde.
Her seri filmde
olduğu gibi Zor Baba 3’te de doğal olarak filmin ana ekseni aynı karakterler ve
benzer olaylar üzerine kurulu. Dolayısıyla ilk filmden bu yana fazla değişen
bir şey yok. Espriler yine çoğunluk cinsellik üzerine kurulu. Ama isim meselesi
yine en çok öne çıkan güldürü ögesi. Ben Stiller’ın canlandırdığı erkek hemşire
Gay Focker’a bu kez Jessica Alba’nın canlandırdığı güzeller güzeli ilaç
mümessili Andy Garcia eklenmiş. Filmdeki gülünç olayların bir kısmı işte bu
isimler üzerine kurulu. Ama bildiğiniz gibi bu, seri için yeni bir şey değil.
Filmde evlilik sadakat gibi konular öne çıkıyor. Üç farklı evlilik tipiyle
karşılaşıyoruz. Jack Byrnes ve karısının muhafazakar evliliği, Focker çiftinin
herşeyi açık açık ve herkesin yanında rahatça konuşabildiği sıradışı rahat
evliliği ve Gay ve Pam’in ebeveynlerine
göre daha normal olarak tanımlanabilecek evlilikleri. Bu çiftlerin yarattıkları
tezatlar üzerinden de filmde güldürü ögesi oluşturulmaya çalışılmış. Ama filmde asıl güldürü daha önceki filmlerde
de olduğu üzere yine Gay ve kayınpederi Jack arasında ki gerilimden
kaynaklanıyor. Bununen güzel kanıtıysa filmin sonunda saklı. Zor Baba 3’te
dikkat çeken noktalardan bir tanesi ise Jack ve Gay’in ailenin gelecekteki
babası olma üzerine yaptıkları konuşma sırasındaki beden dilleriydi. Oradaki
selamlaşma ve sarılmaları Baba filmindeki selamlaşmaların bir parodisi gibiydi.
O serinin unutulmaz oyuncuları arasında olan Robert De Niro’nun filmin bu
biçimde paradosini yaptığını görmek ilginç bir gözlemdi benim için.
Hazır söz Robert
De Niro’dan açılmışken filmde Jack Byrnes karakterinin önceliğine değinelim.
İlk filmde kanımca bu kadar öne çıkmıyordu karakter. Ama son filmde De Niro’nun
rolünün herkesin önüne geçtiği çok açık. Artık film Ben Stiller ve Robert De
Niro filmi değil, bütünüyle Robert De Niro filmi olmuş. Filmin adı Türkçe’ye
baştan beri Zor Baba olarak çevrildiği için bunu olağan karşılayabilirsiniz.
Ama filmin orijinal adında böyle bir vurgu yok. Meet the Parents, Meet the
Fockers ve Little Fockers olan serinin orijinal isimlerinde De Niro’yu öne
çıkaracak bir çağrışım bulunmamakta. Buna rağmen özellikle bu son filmde Jack
Byrnes karakteri öne çıkıyor. Son dönemlerde daha çok büyükbaba rolleri
oynayan, daha sakin dram ve komedilerde yer alan aktörü tekrar eskiden
canlandırdığı karakterlere yaklaştıracak bir filmde izlemenin zamanı geldi
bence. Umarım çok iyi bir ikili olan yönetmen Martin Scorsese ve Robert De Niro
yakında yine sözünü ettiğim türde bir projede bir araya gelirler.
Filmin diğer
oyuncularına gelirsek… Aslında kredilere baktımızda gördüğümüz isimler göz
kamaştırıyor. Ben Stiller’a Dustin Hofman ve Barbara Streisend gibi yetenekleri
tescilli oyuncular eşlik ediyorlar yine. Ne varki filmdeki ağırlıkları bana
göre yeterli değil. Gay ve Pam’in ikizlerini oynayan çocuk oyuncuların ise
yanlış seçim olduğu kanısındayım. Fiziksel olarak aralarında en az 2 yaş varmış
gibi görünen bu çocukların farklılıklarına filmde bir cümle ile değiniliyor ama
bu çocukların arasında var olan uçurumu açıklamak için yeterli değil. Kaldı ki
oyunculuk ve konuşma akıcılığı anlamında da aralarında ciddi farklar var.
Dolayısyla ikisinin ikiz olduğunu kabullenmek hayli zor. Jessica Alba’nın
canlandırdığı Andy Garcia karakteri fazla abartılı, Owen Wilson’ın
canlandırdığı Kevin karakteri ise bana göre filmin genel ritmine uymuyor. Gay
Focker’ın eşi rolündeki Teri Polo kelimenin tam anlamıyla vasat, Ben Stiller ise
her zamanki standardının biraz altında bir oyunculuk sergiliyor. Teknik anlamdaysa film, Hollywood’da görmeye
alıştığımız standartlara uygun sıradan bir film. Ne göz kamaştıracak bir yan ne
de rahatsız edecek bir tutarsızlık ya da kusur söz konusu.
Genel olarak Zor
Baba 3 ortalama bir komedi olarak sinema salonlarındaki yerini koruyor. Eğer
önceki filmleri sevdiyseniz serinin üçüncü filmi de beğeninizi kazanabilir.
Dolayısıyla, Zor Baba 3 kaçırırsanız üzülmeyeceğiniz, izleme şansınız olursa
sizi gülümsetebilecek ,sıradan bir film.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder