13.03.2014
AİLE SIRLARI/
AUGUST: OSAGE COUNTY (Yön. John Wells)
Aile dediğimiz kurum birbirimize kenetlendiğimiz, zor
zamanlarımızda da, mutlu anlarımızda da birbirimizden güç aldığımız ya da bunu
beklediğimiz bir kurum. Fakat, her şeyde olduğu gibi her ailede dışarıdan
görülemeyen, algılanamayan sorunlar ve sırlar vardır. Hatta bazen aile fertleri
bile habersiz olabilir geçmişte olup bitenlerden. İşte yönetmenliğini John
Wells'in yaptığı Aile Sırları filmi tam da bu yargıyı destekler nitelikte. John
Wells daha çok tv dizileri üzerine kariyerini ilerletmiş bir yönetmen. Filmin
yapımcılığını ise sağlam ve cesur işlere imza attığını bildiğimiz George
Clooney üstlenmiş. Şimdi önce filmin konusunu özetleyelim. Daha sonra da
detaylar hakkında konuşuruz.
Bewerly ağız kanseri olan ve acılarını dindirmek için
gerekenden fazla uyuşturucu ve ağrı kesici hap kullanan karısı Violet için bir
bakıcı bulur. Ardından da ortadan kaybolur. Onun bu gidişi aileyi harekete
geçirir ve hepsi bir araya gelirler. Ancak bu bir araya geliş çözülmemiş, açığa
vurulmamış sorunları ve hesaplaşmaları da beraberinde getirir... John Wells'in
yönettiği bu ikinci uzun metrajlı film bu sene iki dalda Oscar'a aday
gösterildi; En İyi Kadın Oyuncu adayı Meryl Streep'ken En İyi Yardımcı Kadın
Oyuncu adayı Julia Roberts oldu. Meryl Streep'in oyuncu olarak potansiyeli
artık hepimizin malumu. Çok uzun zamandır üstlendiği her rolü, her karakteri
ruhunu katarak canlandırıyor. Dolayısıyla, başta Oscar olmak üzere pek çok
prestijli festivalde en iyi kadın oyuncu ödülüne aday gösterilmesi artık
şaşırtıcı değil. Ama Julia Roberts için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil.
Evet Julia Roberts Amerikan toplumunun ikonalarından biri. Komşu kızı
samimiyetinde olması, hoş ama baş döndürmeyen, yoldan çıkarmayan, seksapellikten
uzak güzelliği ile Amerikan toplumunun en sevdiği oyunculardan biri olduğunu
düşünüyorum. Ama kanımca Julia Roberts için, iyi performansları, Oscar ödülü
olsa da, büyük oyuncu demek hayli zor. İşte bana göre Julia Robert Aile
Sırları'ndaki performansıyla üzerine yapışmış olan o sevimli komşu kızı
imgesini, Erin Brokovich'ten bile daha güçlü biçimde kırmış. Weston Ailesinin
ve hatta kendi kurduğu ailenin sorunlu, sert mizaçlı karakteri olarak hayli
güçlü bir profil çiziyor.
Filmde izlemekten zevk aldığım bir başka oyuncu ise
Benedict Cumberbatch. Daha önce pek çok filmde oynamış olsa da şöhretini
Sherlock Holmes dizisine borçlu olduğunu düşündüğüm Benedict Cumberbatch'in o
küstah detektiften, ailenin ciddiye almadığı naif, saf adama dönüşmüş olmasını
izlemek zevkliydi. Bu da oyuncunun performans sklasının ne denli geniş olduğunu
kanıtlıyor sanırım. Filmin geri kalan oyuncuları için de benzer şeyleri
söylemek olanaklı. Dolayısıyla, oyunculuk filmin en güçlü yanlarından biri.
Filmin bir diğer güçlü yanı ise senaryosu bence. Zira görsellik ve aksiyon
anlamında ana akımın izleyiciyi alıştırdığı anlatım dilinden hayli uzak bir
film Aile Sırları. Bir kaç kısa yol sahnesi dışında tüm olay örgüsü
Weston'ların o karanlık, kasvetli evinde ilerliyor. Buna rağmen, iki saatlik
filmin ritmi düşmüyor; kendini izlettiriyor. Filmde sık sık dile getirilen
sıcak boğucu hava, taşranın bunaltıcı atmosferi izleyiciye de geçiyor. Filmde
diyalogların akıllıca yazıldığını düşünüyorum. Zaten bu anlamda daha filmin
açılış sekansında Bewerly'nin T.S. Elliot'tan yaptığı basit ama vurucu alıntı
ile izleyiciyi kendine çekiyor film.Filmin müzikleri çok baskın olmamakla
birlikte, country tarzındaki şarkılar taşra kavramının altını çiziyor.
Paradoksal bir biçimde Amerikanın muhafazakar taşralı ailesinin birbirine bile
açmadığı sırlara ve ilişkilerin çözülüşüne tanık oluyoruz.
Kısacası, Aile Sırları pek çok niteliği
nedeniyle izlenesi bir film olma özelliği gösteriyor. İzlemenizi öneririm.