04.12.2014
HADİ
İNŞALLAH (Ahmet Taner Baltacı/2014)
Aralık
ayı, şehrimiz için sinema açısından hayli yoğun geçecek. Şu an Gezici Film
Festivali kampüsümüzdeki sinema salonunda gerçekleşiyor. Ardından Avrupa İnsan
Hakları Film Günleri, sonra Dans Filmleri Festivali ve ardından da artık
gelenekselleşmiş olan Palto Film Günleri Aralık ayını sinemayla dolduracak.
Kampüs ve Sinema Anadolu festival filmlerine doyarken şehrimizde salonlarda da
hayli hareketlilik var. Sinemamızın son bir kaç yıldır evrildiği noktaya
bakarsak filmlerin sayısal olarak arttığını rahatlıkla görebiliriz. Türk
filmleri 1980’li 1990’lı yıllarda salon bulmakta güçlük çekerken şimdi bazı
sinemalarda Türk filmlerinin sayısı yabancı filmlerden daha fazla olabiliyor.
Vizyona giren filmlerin türüne baktığımızda ise ağırlıklı olarak komedi filmlerinin
öne çıktığını rahatlıkla görebiliriz. Yükselen bir tür olarak Türk yapımı korku
filmleri de hem izleyicilerin hem de alanın uzmanlarının dikkatini çekmeye
başladı. Bunların ardından da sanat filmi dediğimiz filmler geliyor ki onları
festivaller gibi daha çok alternatif mecralarda görme şansımız oluyor. Komedi
elbette önemli bir tür. İzleyiciyle daha kolay bağ kuruyor ve ne yaptığını
bilen ellerdeyse çok ciddi bir eleştiri aracına da dönüşebiliyor. Ama acaba son
dönemlerde üretilen komedi filmlerinde bunu yakalamak olanaklı mı? Bence bu tür
komedilerle pek karşılaşmıyoruz. İşte geçen hafta vizyona giren Hadi İnşallah
da türün sinemamızdaki son örneklerinden biri. Bizde karakter komedilerinin
kahramanları genellikle erkektir. O nedenle iki kadın karakter üzerinden
ilerleyen Deliha ve Hadi İnşallah arasında kararsız kaldım. Sonunda, bir
gazetede uzun yıllar Pucca kimliği ile yazan ve daha sonra yazarlığa geçen karakterin
öykülerinden esinlenerek senaryosu geliştirilen Hadi İnşallah’da karar kıldım.
Yönetmen Ali Taner Baltacı daha önce Cem Yılmaz’la birlikte Hokkabaz ve AROG’da
yönetmen koltuğuna oturmuştu. Bu filmde Ali Taner Baltacı yönetmenliği tek
başına üstleniyor. Gelin şimdi filmin konusuna değinelim; sonra da diğer
detaylara...
Pucca Ankara’da öğrenim
hayatını bitirmiş, memleketi İzmir’e geri dönmektedir. Halılara overlok yapan
baba, para karşılığı kahve falı bakan kız kardeş ve onlarla birlikte yaşayan
haladan oluşan orta halli bir ailenin kızıdır.
Babası bir tanıdığı
aracılığıyla Pucca’yı İzmir’deki bir televizyona muhabir olması için iş
görüşmesine gönderir. Başlangıçta çalışma koşullarına karşı çıkan Pucca
yakışıklı sunucu Pekmez’i görünce tüm koşullara razı olup televizyonda
çalışmaya karar verir. Pekmez’e görür görmez aşık olan Pucca’nın önünde pek çok
engel vardır. En büyük engel ise Pekmez’in haberleri birlikte sunduğu
sevgilisidir. Ancak Pucca kolay kolay pes edeceğe benzemez... Hadi İnşallah bir karakter komedisi. Olaylar
yalnızca Pucca’nın Pekmez’e aşık olması ve onların ilişkisi gibi gözükse de
asıl merkezde olan, akışa ivme katan kişi Pucca. Bu anlamda karakteri
canlandıran Büşra Pekin film boyunca lokomotif görevi üstleniyor ve filmin ağır
yükünü taşıyor. Deneyimli oyuncular Cezmi Baskın, Hülya Gülşen Irmak
potansiyellerini çok fazla zorlamayan rolleriyle filmde boy gösteriyorlar. Genç
kuşaktan Kameraman Hasan rolünde Şinasi Yurtsever fena değil. Pucca’nın
kızkardeşini oynayan İdil Dizdar’ın görünen o ki ilk oyunculuk deneyimi. Henüz
bir şey söylemek zor ama Dizdar kamera karşısında rahat görünüyor. Bu kariyere
devam edebilir. Pekmez rolündeki Murat Boz’a gelirsek... Murat Boz şarkıcı
olarak hayli popüler bir kişilik. Son dönemlerde bir kredi kartının marka yüzü
olarak izliyoruz onu. Ayrıca O Ses Türkiye’nin jüri üyeliğini de yaptı. Yani sadece
şarkıcı olarak kariyerini sürdürmüyor. Ancak, uzun metraj bir filmde başrol
oynamak bunların hiçbirine benzemiyor. Belki sınırlarını zorlamış olabilir ama
bana göre bu yine de yeterli olmamış. Murat Boz sadece sevimliliği ile durumu
kurtarıyor. Eğer oyuncu olmayı düşünüyorsa ciddi bir çaba içine girmesi gerek.
Filmde beni en çok rahatsız
eden nokta, Büşra Pekin üzerinden şişman kız imajının yaratılması. Şu anki
güzellik standartları açısından belki bir top model olamaz ama Büşra Pekin ne
çirkin ne de şişman bir kadın. Filmin hedef kitlesini oluşturan gençler
üzerinde böyle bir algının yaratılmasını doğru bulmadım. Ne yazık ki bu medyada
da yeniden üretilen, sık sık karşılaştığımız bir şey. Kısaca, Hadi İnşallah, tiplemeler ve olay
örgüsü anlamında benzerlerine Hollywood sinemasında defalarca tanık olduğumuz
sıradan bir film. Sanıyorum devam filmleri de gelecek. Ancak, kişisel olarak bu
film bende devam filmlerini izleme isteği yaratmadı. Dolayısıyla, filmi görüp
görmeme kararını size bırakıyorum.