07.01.2015
MÜZEDE BİR GECE: LAHİTTEKİ SIR (Shawn
Levy/2015)
Şehrimizde de hayli etkili olan kış ve kar yağışı
nedeniyle zaman geçirmek için en iyi seçenek, bana kalırsa sinemaya gitmek. Şansımıza
vizyonda her yaş ve zevke hitap edecek pek çok film var. Bu hafta ben sizler
için ailece gidebileceğiniz bir film seçtim, Müzede Bir Gece: Lahitteki Sır. Film
Müzede Bir Gece serisinin üçüncüsü. Filmin yönetmeni de ilk iki filmde olduğu
üzere Shawn Levy. Her zaman olduğu gibi önce filmin konusuna bakıp ardından
detaylara değinelim.
Hatırlayacağınız üzere, Larry
Daley Amerikan Doğa Tarihi Müzesinin gece bekçisi olarak tılsımlı tabletin yol
açtığı şeyleri daha önce defalarca deneyimlemiş bir güvenlik görevlisiydi.
Tablet sayesinde müzede sergilenen her şey ve herkes gece canlanmakta bu da
kaosa neden olmaktaydı. Ne var ki artık bu tablet yavaş yavaş etkisini kaybetmeye
ve yok olmaya başlamaktadır ve her şey giderek daha kaotik bir hal almaktadır. Bu
sorunun çözülmesi gerekmektedir. Bunun için başta Larry’nin Londra’ya gitmesi gerekmektedir.
Ama Larry bu yolculukta yalnız kalmayacaktır... Serinin ilk iki filminde
olaylar Amerikan Doğa Tarihi Müzesinin koridorlarında geçiyordu. Üçüncü filmde
bir değişiklik yapılmış ve filme bir yol hikayesi de eklenmiş. Zaten sanıyorum
ki yalnızca müzede geçecek bir senaryo yazmak artık zor olacaktı. Londra’ya
seyahat filme hem fazladan bir aksiyon
katmış hem de yeni karakterler kazandırmış. Sir Lancelot bunların başında
geliyor. Bir başka sevimli karakter ise Londra’daki müzenin güvenlik görevlisi
Tilly. İkisinin de bu üçüncü filme çok yakıştığını söylemeliyim. Filmde
gereksiz yere uzatılan ya da filme katılan bir kaç yan öykü ve espri var. Larry’nin
neanderthal atasıyla arasındaki itiş kakış bence biraz fazla uzamış. Larry’nin
oğluyla yaşadığı sorunlarsa bence filmin asıl macerası içinde gereksiz bir yan
öykü olarak yerleştirilmiş. Baba-oğul ilişkisi filmden çıkarılsa hiç bir şey
eksilmez doğrusu.
Filmde müzedeki her şey
canlandığı için en önemli nokta görsel efektler. Tıpkı ilk iki filmde olduğu
gibi bu filmde de bu işin başarıyla kotarıldığını söylemeliyim. Perdeye
yansıyan macerayı heyecan ve zevkle izlemek mümkün.
Filmin oyuncularına gelirsek.
Pek tabii Ben Stiller filmin değişmez oyuncusu ve baş karakteri. Larry Daley rolünde
yine başarılı. En son Exodus’ta Nun rolünde izlediğimiz Ben Kingsley filmde
firavun rolünde ve yine göz dolduruyor. Sir Lancelot rolünde izlediğimiz Dan
Stevens’ı Downton Abbey dizisinin müdavimleri Kuzen Matthew rolünden
hatırlayacaklardır. Ayrıca bir kaç hafta önce gösterimde olan Kanunun Ötesinde
filminde de yer almıştı. Dan Stevens’ı Sir Lancelot gibi böyle hareketli,
enerjik bir rolde izlemek keyifliydi. Öte yandan, oyuncular arasında birini
izlemek bana hakikaten üzüntü verdi. Robin Williams’tan söz ediyorum. Müzede
Bir Gece: Lahitteki Sır oyuncunun ölümünden önce rol aldığı son film ve
oyuncuyu yine Theodore Roosevelt rolünde izliyoruz. Elbette yine performansı
başarılı. Ancak bir taraftan da onun kadar yetenekli bir oyuncunun son rolünün
daha farklı olmasını diliyor insan.
Kısaca, Müzede Bir Gece:
Lahitteki Sır programın başında da söylediğim gibi soğuk kış günlerinde içinizi
ısıtacak, ailece gidip izleyebileceğiniz, deyim yerindeyse eğlenip, kafanızı
boşaltabileceğiniz bir film.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder