19.02.2015
JÜPİTER YÜKSELİYOR/JUPITER ASCENDING
(Wachowski
Kardeşler/2015)
Selamlar! Yaklaşık 20 günlük bir aradan sonra yine sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu
taşıyorum. Bu arada umut ediyorum ki sizler yine filmlere gitmeye devam
etmişsinizdir. Bana kalırsa ülkemizin iç karartan ve bize çoğu zaman kendimizi çaresiz
hissettiren gündeminden uzaklaşmanın en güzel ve yapıcı yollarından biri
sinemaya gitmek. Bu hafta sizler için Jüpiter Yükseliyor’u izledim. Yönetmen
koltuğunda oturan Wachowski Kardeşleri Matrix serisinden ve senaryosunu
yazdıkları V for Vendetta filmlerinde hatırlayacaksınız. Jüpider Yükseliyor
Wachowski Kardeşlerin yönetmen, senarist ve yapımcı olarak yine sorumluluğun
büyük kısmını aldıkları bir film. Gelin her zaman yaptığımız gibi önce filmin
konusuna değinelim, daha sonra da diğer detaylar üzerinde duralım.
Jüpiter Jones gökbilimle tutku
düzeyinde ilgilenen babasını henüz doğmadan önce evlerine yapılan bir baskın
sırasında kaybetmiştir. İsmini de babasının gökbilime olan tutkusundan
almıştır. Babasının ölümünün ardından annesi Rusya’dan Amerika Birleşik
Devletlerinde yaşayan kuzenlerinin yanına göçmüştür. Artık genç bir kadın olan
Jüpiter tıpkı annesi ve teyzesi gibi temizlik işiyle uğraşmakta, daha güzel bir
hayat hayalleri kurmaktadır. Biraz para kazanıp tıpkı babası gibi bir teleskop
almak amacıyla yumurtalarını satmak üzere bir kliniğe gittiğinde dünyada
benzerleri görülmemiş yaratıklar tarafından saldırıya uğrar. Ölmek üzereyken,
insan ve kurt genleri taşıyan, savaşçı Caine Wise tarafından kurtarılır. Jüpiter
en büyük şoku göçmen bir temizlikçi değil de evrenin hakimi bir kraliyet
ailesinin mensubu olduğunu öğrendiğinde yaşar. Dünya ile ilgili çok önemli bir
misyonu olduğunu öğrenmesi ise biraz zaman alacaktır... Konusundan da
anlayacağınız üzere, fantastik, bilimkurgu, aksiyon türlerinin hepsinden izler
taşıyan bir film Jüpiter Yükseliyor. Bu anlamda post prodüksiyon önemli
aşamalardan biri. Filmde yaratılan evrenin alışageldiğimiz görselliğe sahip
olduğunu söyleyebilirim. Bana göre çok orijinal bir yanı yoktu. Son derece
abartılı, amorfik, büyük yapılar alışageldiğimiz bir görsellik. Bu görsellik üç
boyut teknolojisiyle perdeye yansıdığında biraz daha izlenebilir bir hal
alıyor. Uzay araçları, insan geni taşıyan varlıkların sıra dışı kulakları ise
Uzay Yolundaki Kaptan Spack’tan bu yana karşımıza çıkan bir şey ve yeni, özgün
bir yanı yok. Filmin özgün yanı Dünya’nın aslında tüm evren için hasat yapılan
bir tarla olması. Ancak, Dünyanın bu kadar kıymetli olmasının ve uğruna
kraliyet ailesinin birbirine ölesiye düşman olmalarının temelinde insanlık
kadar eski bir güdü var; genç ve ölümsüz kalmak. Yani Wacowski kardeşler antik
ve evrensel bir güdüyü alıp, özgün bir fikirle buluşturmuşlar. Bence filmin en
kayda değer yanı bu. Buna karşın özellikle bu hasat temasının senaryoda
yeterince derinlikli ele alınmadığını düşünüyorum. Jüpiter’in neden kraliyet
ailesinin bir üyesi olduğunun ise yeterince vurgulanmadığı kanısındayım.
Filmin aksiyon yanı oldukça
güçlü. Öyle ki zaman zaman bir bilgisayar oyunu izlediğim hissine kapıldım.
Özellikle, Şikago’nun alt üst olduğu sekans aksiyon anlamında oldukça
başarılıydı. Filmde hoşuma giden bazı detaylar da yok değildi. Bürokrasinin hicvedildiği
sekans ya da tarlada bırakılan izlerle kült yapıt Tanrıların Arabaları’na
yapılan gönderme güzeldi.
Oyunculuklara gelirsek... Mila
Kunis’in perdeye yakışan bir imgeye sahip olan yetenekli bir oyuncu olduğunu
düşünüyorum. Bence canlandırdığı Jüpiter Jones karakterine de gerek imgesiyle,
gerek oyunculuğuyla hakkını vermiş. Caine Wise rolünde izlediğimiz Channing
Tatum daha çok B sınıfı filmlerde oynamış bir oyuncu. Bu filmin aksiyon yükünü
o taşıyor ve bence o da bunun hakkını vermiş. Jüpiter ve Caine arasındaki kimya
ise perdeye yansımış. Yan rollerde izlediğimiz Sean Bean ve Maria Doyle
Kennedy’e yazık edildiğini düşünüyorum. Eddie Redmayne de Balem rolünde fena
değildi.
Kısaca, Jüpiter Yükseliyor,
giderseniz 2 saat 7 dakikalık süresine rağmen sıkılmayacağınız ama
izleyemezseniz de çok büyük bir kayıp yaşamayacağınız ortalama bir film.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder