TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

14 Kasım 2012 Çarşamba

ZORAKİ KRAL / THE KING’S SPEECH


24.02.2011

ZORAKİ KRAL/THE KING’S SPEECH (Yön. Tom Hooper)

 Hatırlayacak olursanız geçen haftaki programımızda Oscar Ödül töreni yaklaştıkça, aday olan filmlerin vizyonda kendilerine daha çok yer bulacaklarını söylemiştim. Gerçekten de hepsi teker teker vizyona girmeye başladı. İşte bunların arasında belki de en çok merak edileni  en iyi senaryodan, en iyi kostüme kadar toplamda 12 dalda Oscar’a aday gösterilen Zoraki Kral’dı. Bafta’dan, Golden Globe’dan pek çok ödülle dönen ve halihazırda Oscar dışında da pek çok festivalde adaylıkları olan filmin yönetmeni Tom Hooper. 1972 doğumlu genç, İngiliz  yönetmen Tom Hooper’ın kariyeri daha çok TV dizilerine dayalı. Yönetmenin bizde de televizyonlarda gösterilen, başrolünü ünlü oyuncu Hellen Mirren’ın üstlendiği  kısa televizyon dizisi Elizabeth’i hatırlayacağınızı düşünüyorum. Film tadında, başarılı bir kostüme diziydi Elizabeth. Dolayısıyla, genç ve sinema alanında çok da deneyimli olmayan yönetmen Hooper’ın Zoraki Kral’daki çıkışıyla ciddi bir başarı elde ettiğini söyleyebiliriz.

İngiliz Kralı 5.George'un ölümü üzerine yerine oğlu Edward geçer. Ne var ki yasalar onun dul bir kadınla evlenmesine izin vermediği için, Kral Edward İngiliz Kraliyet ailesinde inanması güç bir efsaneye dönüşen kararını verir ve sevdiği kadın uğruna krallıktan feragat eder. Onun yerine geçen kardeşi 6. George ağabeyinin bu kararı sonucunda hiç de beklemediği bir anda kendini tahtta bulur. Ne var ki yeni kralın tek sorunu bu ani değişim değildir. Çocukluğundan beri çözemediği kekemelik sorunu halkına sık sık hitap etmesi gereken kralın kabusu olur. Bu noktada kralı halkına ve Kraliyet makamına hazırlamak için Avustralyalı, 'çılgın' konuşma terapisti Lionel Logue devreye girer... Zoraki Kral’ın en önemli kozlarından biri oyuncuları. İngiliz kralı 6. George’u canlandıran Colin Firth’ü İnci Küpeli Kız gibi az sayıda filmi bir kenara bırakırsak, Brigitte Jones’un Günlüğü, Aşk Her Yerde gibi daha çok popüler filmlerde izledik. Açıkcası, bugüne dek hak ettiği yere henüz gelemediğini düşündüğüm oyuncu Colin Firth, Jean Austin’in ünlü romanı Aşk ve Gurur’un 1995’te BBC televizyonu için çekilen uyarlamasında, Mark Darcy rolüyle göz doldurucu bir performans sergilemişti. Sanırım Zoraki Kral Colin Firth’ün hak ettiği çıkışı yakalamasını sağlayacak. Çünkü kanımca oyuncu çok başarılı bir performans sergilemiş. Kral 6. George’a kekemeliğini yenmesi konusunda eğitim veren ve zamanla dostu olan Lionel Logue’u canlandıran usta oyuncu Geoffrey Rush, bu ünvanını yine fazlasıyla hak ediyor. Çoğunlukla yan rollerde izlemeye alışkın olduğumuz  oyuncuyu kişisel olarak Pembe Panter serisinin vazgeçilmez oyuncusu Peter Sellers’ı canlandırdığı  Stephen Hopkins imzalı  The Life and Death of Peter Sellers’da  başrolde izlediğimde müthiş bir hayranlık duymuştum. Kraliçe Elizabeth’I oynayan Helena Bonham  Carter’ıysa Tim Burton filmlerinden hatırlayacağınızı düşünüyorum. Başarılı oyuncu Zoraki Kral’da da bekleneni fazlasıyla vermiş. Kostüm ve dekor anlamında Oscar adaylığını hak ediyor film. Dönemin atmosferini izleyicisine aktarıyor.

Peki Zoraki Kral’ın eleştirilecek bir yanı yok mu? Kanımca bu biraz izleyici profiliyle ilgili. Aksiyonu bol Hollywood yapımı filmleri izlemeye alışkın izleyiciler için Zoraki Kral ağır, hatta izlemesi güç bir film olarak algılanabilir. Ama bence sadece oyuncu performanslarını izlemek bile izleyiciye bir şeyler katacaktır ki filmin tek önemli niteliği oyuncu kadrosu değil kuşkusuz. Zaman zaman öne çıkan, farklı çekim ölçekleri, anlatım dili ve dönemin atmosferi, tanıklık etmeye değer. Tabii filme dair genel bir eleştiriyi de sizinle paylaşmak isterim. Filmde bizim 6.George özelinde kraliyet ailesine sempatiyle bakmamız sağlanmaya çalışılıyor ki bu biraz güç. İngiliz kraliyet ailesinin günümüze dek ördüğü duvar, hemen tek bir filmle yıkılacak gibi değil kuşkusuz. Öte yandan, tam 2. Dünya Savaşı arifesinde olmasına karşın filmin savaşa dair değinmeleri çok geri planda kalıyor. Ama bunlar bana göre filmi değersiz kılmıyor. Özetle Zoraki Kralı izleyin diyorum.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder