TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

6 Aralık 2012 Perşembe

EVİM SENSİN


29.11.2012
EVİM SENSİN (Özcan Deniz 2012)

Eminim sizin de dikkatiniz çekmiştir. 2 Kasım tarihinde vizyona giren son James Bond filmi Skyfall ile Özcan Deniz’in yönetip oynadığı Evim Sensin arasındaki gişe yarışı üzerine pek çok haber çıktı. James Bond gibi yerleşik, pazarlaması iyi olan bir yapımın karşısında bir Türk filminin gişede öne geçmesi dikkate değer bir durum kuşkusuz. Bu motivasyonla ben de Özcan Deniz’in Güney Koreli yönetmen John H. Lee’nin 2004 yılı yapımı A Moment To Remember’dan uyarladığı Evim Sensin’i görmek istedim. İşte bu hafta üzerinde konuşacağımız film bu olacak.

Gerçekçi olmak gerek, elbette yönetmenlik, hevesi olan, kendine güvenen ve maddi desteğe sahip herkesin deneyebileceği bir alan. Bir dönemin arabesk müzik şarkıcılarının bu konuda oldukça heveskar olduğunu görüyoruz. İbrahim Tatlıses’in açtığı kapıdan önce Mahzun Kırmızıgül, ardından da Özcan Deniz ilerledi. İbrahim Tatlıses’in çıkış yaptığı dönemde televizyon dizilerinden çok şarkılarla uyumlu filmlerde oyunculuk yapmak daha popülerdi. Oyunculuk da yapan şarkıcılar arasında Ferdi Tayfur, Küçük Emrah ilk aklıma geliverenler. Belleğim beni yanıltmıyorsa Ferdi Tayfur’un da yönettiği filmler oldu ama İbrahim Tatlıses bu konuda daha iddialıydı. Mahzun Kırmızıgül ve Özcan Deniz ise televizyon dizilerinde oyunculuk deneyimi kazandılar ve ardından yönetmenliğe soyundular. Gişe başarısı adına Mahzun Kırmızıgül hiç de fena olmayan sonuçlar elde etti. Evim Sensin ise Özcan Deniz’in yönettiği ikinci filmi. Bu arada Özcan Deniz’in Yeşim Ustaoğlu’nun son filmi Araf’ta da oynadığını anımsayalım. Özcan Deniz’in yönettiği ilk film Ya Sonra  romantik komedi türünde izleyicisine hoşça vakit geçirtmeyi hedeflemiş bir filmdi. İçerik, diyalog gibi konularda aksak yönleri olsa da film düzgün çekilmiş bir filmdi. Bu kez Özcan Deniz bir uyarlamayla karşımızda. Bana kalırsa filme dair en temel sorun da buradan kaynaklanıyor. Kuşkusuz uyarlama yapmak, yeniden çekimler  sinemada sık sık karşımıza çıkan uygulamalar. Örneğin, İsveçli yazar Stieg Larsson’ın Millenium üçlemesinin ilki olan Ejderha Dövmeli kız önce 2009 yılında Danimarka, İsveç ortak yapımı olarak Niels Arden Oplev tarafından çekilmiş ve ilgi de görmüştü. Ardından David Fincher da 2012’de aynı filmi yeniden çekmişti. Dolayısıyla, biraz önce de söylediğim gibi bu sık sık başvurulan bir yöntem. Ama uyarlama ve yeniden çevrimlerde eğer çok bağlayıcı, otantik unsurlar yoksa yönetmen kendi özgür iradesiyle filme yeni bir yorum katabilir. İşte bu esnekliğe öykü izin verdiği halde Evim Sensin’de rastlayamıyoruz. Film neredeyse orijinalinin birebir kopyası. Tek farklılığı karakterlerin isimleri dersek çok da ileri gitmemiş oluruz. Bir çok sahnede dekor ve çekim planları bile örtüşüyor. Hal böyle olunca da yönetmen Özcan Deniz’in izine filmed rastlamak olanaksız hale geliyor.

Oyunculuk ve oyuncu seçimi açısından da baktığımızda original filmle benzerlikler göze çarpıyor. Hatta Fahriye Evcen orijinal filmdeki karakterden çok daha Uzak Doğulu. Fahriye Evcen’in canlandırdığı Leyla karakterinde sanki bir anime karakterin parodisini izliyoruz. Özcan Deniz ise kendisine mal ettiği karizma konusunda hiç tevazu göstermemiş. Gören herkesin çarpıldığı, belinde fallik bir nesneye dönüştürdüğü alet edevat ve anahtarlarıyla, yürüyen bir erkeklik temsiline dönüştürmüş kendini. Filme tamamen haksızlık da etmek istemiyorum. Çekimler düzgün. Ortaya temiz bir iş çıkmış. Ama bu film bize özgü bir film değil. Bu filmi Türk filmi olarak tanımlamakta güçlük çekiyorum. Bu yanıyla da başarılı bir yeniden çevrim, başarılı bir uyarlama olduğunu düşünmüyorum. Görünen o ki benim filme gişe başarısı getiren izleyici kitlesiyle ortak paydada buluşmam bu film özelinde pek olanaklı değil. Dolayısıyla filmi izleme konusundaki kararı size bırakıyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder