TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

28 Mayıs 2013 Salı

MUHTEŞEM GATSBY /THE GREAT GATSBY

24.05.2013

MUHTEŞEM GATSBY /THE GREAT GATSBY
(Baz Luhrman/ 2013)

Çok uzun zamandır şöyle  gösterişli bir Hollywood filmi izlememiştim. Programı takip edenler bilir, kostüme filmlere özel bir ilgim var. Hal böyle olunca şu an Eskişehir’de gösterimde olan filmler arasında Muhteşem Gatsby açık ara öne geçip, kararımı belirledi. Muhteşem Gatsby, orijinal adıyla The Great Gatsby Scott Fitzgerald tarafından yazılmış ve 1925 yılında yayınlanmış oldukça ünlü bir roman. Yüzeyde bir aşk hikayesi anlatıyormuş gibi görünse de romanda alt metin olarak güçlü biçimde 1920’lerde Amerika Birleşik Devletlerinde yükselen değerlere eleştirel bir bakış öne çıkmaktadır. Hal böyle olunca da ilgi uyandıran, bu katmanlı roman sinemaya da defalarca uyarlanmış. İlk kez roman yayınlandıktan hemen bir sene sonra 1926’da Herbert Brenon tarafından uyarlanan Muhteşem Gatsby’nin belki de en çok ses getiren uyarlaması 1974’te Francis Ford Coppola tarafından çekildi. Başrollerini Robert Redfort ve Mia Farrow’un paylaştığı bu versiyondan sonra aynı güçte başka bir uyarlamayla karşılaşmadık. Neredeyse 40 yıl sonra Baz Luhrman Muhteşem Gatsby’i yeniden uyarladı. Biz yönetmeni 1996’da yönettiği müzikal Romeo ve Juliet uyarlamasından ve 2001’de yönettiği Moulen Rouge’dan hatırlıyoruz daha çok. Gelin şimdi hep yaptığımız gibi kısaca filmin konusuna değinelim ardından da filme dair detayları ele alalım...

Yale mezunu Nick Carraway büyük umutlarla New York’a gelir. Borsada broker olarak çalışan Nick bir taraftan da yazarlıkla uğraşmaktadır. Nick kendine Long Island’da küçük bir ev tutar. Bu evin belki de en önemli özelliği hemen yanı başındaki görkemli malikanedir. Bu malikanenin görkemi de, sahibi de Nick’in hat safhada ilgisini çekmektedir. Bir gün komşusu Jay Gatsby’den malikanesinde düzenleyeceği parti için özel bir davet alır.  Bu davet bir dostluğun başlangıcıdır  ama aynı zamanda hiç beklenmedik sonuçları da olacaktır... Öncelikle şunu söylemek istiyorum; bana göre Baz Luhrman bu uyarlamaya kalkışarak elini ateşe sokmuş. Zira az önce de söylediğim gibi Francis Ford Coppola’dan sonra romanın yeni bir versiyonunu çekme kararını almak çok kolay olmasa gerek. Ama hemen belirtmeliyim ki Luhrman oldukça iyi bir iş çıkarmış. Gerek Romeo ve Juliet’de gerekse Moulen Rouge’da kanıtladığı müzikal becerilerini bu kez biraz daha farklı bir biçimde Muhteşem Gatsby’de gözler önüne sermiş. Film müzikal olmasa da müzik filmin en temel anlatım araçlarından bir tanesi ve filmin akışına çok büyük katkısı var. Üstelik tıpkı Moulen Rouge’da olduğu gibi günümüz sounduyla yeniden ele alınmış 1920’lerin müziğini dinlemek zamansal sıçramaya yol açtığı için hem bir anlamda yabancılaştırıcı bir öge hem de filmin genç izleyicisiyle bağ kurmasına yardımcı oluyor. Bence filmin en güçlü yanı müzikleri. Açık yüreklilikle, filmin soundtrackinin almaya değer olduğunu düşünüyorum.

Öte yandan filmin 3 boyutlu olması da ilginç. Zira biz genellikle 3 boyutu animasyon filmlerde ya da aksiyonu çok olan macera, gerilim ya da korku filmlerinde deneyimliyoruz. Benim izlediğim drama türünde olan 3 boyutlu tek film Martin Scorsese’nin yönettiği Hugo’ydu. Başka filmler de vardır belki ama benim izlediklerim arasında Hugo’dan başka 3 boyutlu drama yok. İşte bu anlamda Muhteşem Gatsby benim için hoş bir deneyim oldu. Olayların geçtiği dönem ve koşullar itibariyle o debdebeli partileri, o gösterişli kostümleri, arabayla yapılan yolculukları, akıcı, hareketli kurguyu 3 boyut sayesinde çok daha keyifle izliyoruz. Filmi bu anlamda da başarılı bulduğumu belirtmeliyim.

Filmde oyunculuk da oldukça başarılı. Leonardo DiCaprio’nun oyunculuk anlamında artık hayli olgunlaştığı açık bu filmde. Carrey Mulligan da masum yüzlü, çekici Daisy rolünde oldukça başarılı. Ama bana kalırsa Tobey Maguire filmde harika bir iş çıkarmış. Kariyerinin yalnızca Spiderman’den ibaret olmadığını gösteriyor bize.

Kısaca, iyi müzik, iyi kurgu, iyi oyunculukla gözünüzü boyayacak gösterişli bir film izlemek istiyorsanız Muhteşem Gatsby iyi bir seçim olacaktır. 142 dakikanın su gibi aktığını göreceksiniz.

Yeniden birlikte oluncaya dek hepinize film dolu günler dilerim.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder