TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

17 Mart 2014 Pazartesi

PARA AVCISI/ THE WOLF OF WALL STREET

06.03.2014

PARA AVCISI/ THE WOLF OF WALL STREET (Martin Scorsese/2013)

86. Oscar  ödül töreni hafta başında gerçekleşti ve ödüller sahiplerini buldu. Bildiğiniz üzere ödül verilen kategorilerden biri de en iyi erkek oyuncu. Bu sene aday olan oyunculardan biri Leonardo Di Caprio’ydu. Fakat görünen o ki Leonardo Di Caprio aday gösterildiği Para Avcısı filminin yönetmeni Martin Scorsese gibi Oscar ödülünü alma konusunda talihsiz. Zira yine törenden eli boş döndü. Hatırlayacağınız üzere Scorsese de defalarca aday gösterilmesine karşın 2012 yılında yönettiği Hugo filmine kadar en iyi yönetmen ödülünü alamamıştı akademiden. Sanıyorum bu durum Scorsese’nin sevdiği oyunculardan biri olan Leonardo DiCaprio için de geçerli. Üstelik bu sene ironik biçimde en iyi erkek oyuncu ödülü Para Avcısı filminde Leonardo DiCaprio’nun rol arkadaşı olan Matthew McConaughey’e Sınırsızlar Kulübü’ndeki performansıyla verildi.  Sözün özü, hem Martin Scorsese hem de Leonardo DiCaprio bu sene yine beklentilerinin karşılığını alamadılar. Şimdi gelin Para Avcısı ne hakkındaymış onu konuşalım, daha sonra da detaylar üzerinde duralım.

Wall Street hayata hızlı biçimde atılmak ve hızla yükselmek isteyenler için yüksek potansiyele sahip bir yerdir. Genç Jordan Belfort da bu hayallerle komisyoncu olarak işe başlar; ardında da büyük bir firmanın CEO’su olur. Hırslı bir insan olan Jordan Belfort, para kazanma ve yükselme arzusuyla yapılmaması gereken hemen her şeyi yapar. Yaptığı hileler sonucunda çok para kazanan bir adama dönüşen Jordan Belfort parasını harcama konusunda da sınır tanımamaktadır. Ancak seçtiği yaşam er geç onu tepetaklak edecekmiş gibi gözükmektedir… Martin Scorsese suç, suçlu, mafya gibi illegal örgütlenmeler hakkında film yapma konusunda genel bir eğilime sahip. Filmografisine baktığınızda Taksi Şoförü, Sıkı Dostlar, Casino, New York Çeteleri, Köstebek gibi suç kavramıyla ilişkilendirilebilecek güçlü örneklerle karşılaşabiliyoruz. Para Avcısı da bu anlamda bu filmlerin arasına katılmaya aday bir yapım. Öte yandan hırs kavramı ve hırsın yıkıcı gücü açısından Para Avcısı’ndaki Jordan Belfort karakteri Kızgın Boğa’daki Jake LaMotta ile benzerlik gösteriyor. Hırslarının yönü ve biçimi farklı olsa da bu iki karakter de hırsları yüzünden bir düşüş yaşıyorlar.
Dolayısıyla, Para Avcısı Martin Scorsese’nin filmografisine uyan, ortak yönlerin bulunabileceği bir film. Burada hemen belirtmeliyim ki Para Avcısı biyografik de bir film. Jordan Belfort’un anılarından yola çıkılarak çekilmiş.

Daha önce de üzerinde durduğumuzu hatırlıyorum. Martin Scorsese’nin önemli özelliklerinden biri aynı oyuncularla çalışması. Robert DeNiro bir dönem Martin Scorsese’nin vazgeçemediği başrol oyuncusuydu. Sanıyorum Leonardo DiCaprio için Martin Scorsese’nin DeNiro’dan sonra en çok çalıştığı oyuncudur desek yerinde olur. DiCaprio New York Çeteleri’nden itibaren yönetmenin Göklerin Hakimi, Köstebek, Zindan Adası filmlerinde başrolü almıştı. Para Avcısı’nda da durum değişmemiş. Kişisel olarak ben Leonardo DiCaprio’nun artık olgunlaşmış ve usta bir oyuncu olduğuna inanıyorum. Bu filmdeki performansı da bunu kanıtlıyor. Filmin yan karakterlerinden biri olan Matthew McConaughey’nin ismini daha çok duyacağımızı düşünüyorum. Bugüne dek çok fazla göze batan bir işte izleyemediğimiz oyuncu gerek televizyonda gerekse sinemada yakın dönemden bu yana olağanüstü performanslar sergiliyor. Oyuncu seçimi ve yönetimi konusunda başarılı bir yönetmen olan Scorsese bu niteliğini filmin diğer oyuncularında da kanıtlamış. Dolayısıyla film oyunculuk açısından da izleyicisini memnun ediyor.

Yoz bir hayatı ve yıkımı konu edinse de filmin eğlenceli bir anlatımı da var. Jordan Belfort anlatıcı olarak filme yön veriyor. Ondaki o umursamaz, fırsatçı, uyanık hava filme de geçiyor.  Mekan seçimleri, dekor ve kostümler de olayların geçtiği dönemle uyumlu ve özenli. İzleyiciyi bu açıdan da tatmin ediyor.

Kısaca, haksız yollarla da olsa bir  yükseliş ve yıkım hikayesi olan Para Avcısı izlenebilecek, nitelikli bir yapım. En azından Leonardo DiCaprio’nun Oscar’a aday olan performansını görmek için bile olsa izlenebilir.