TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

4 Nisan 2014 Cuma

ZAMAN MAKİNESİ 1973

27.03.2014

ZAMAN MAKİNESİ 1973  (Yön. Aram Gülyüz)

Sinemamızda çok fazla bilim kurgu ya da fantastik sinema örneği ile karşılaşmıyoruz. Bundan önceki bir kaç deneme de çok başarılı sonuçlara ulaşmadı. Örneğin 1982’de Çetin İnanç’ın yönettiği, başrolünde Cüneyt Arkın’ın yer aldığı Dünyayı Kurtaran Adam sinemamıza kült bir film olarak yerleştiyse de bu onun başarılı bir örnek olduğu anlamına gelmiyor. Atıf Yılmaz imzalı, fantastik diyebileceğimiz Ahhh Belinda, Arkadaşım Şeytan ya da Nihavent Mucize çok güçlü etkiler bırakmayan denemeler olarak tanımlanabilir. İşte bir kaç haftadır gösterimde olan Zaman Makinesi 1973 bu örnekler arasındaki yerini alacakmış gibi görünüyor. Filmin yönetmenliğini uzun bir aradan sonra sinemaya geri dönen, Yeşilçam’ın emektarlar yönetmenlerinden Aram Gülyüz’ün yaptığı Zaman Makinesi 1973 çok fazla tanıtımı yapılmadan salonlarda gösterilmeye devam ediyor. Şimdi gelin kısaca filmin konusuna bakalım, ardından detaylar üzerinde duralım...

Tolga varlıklı bir ailenin en küçük oğludur. Ailesinin zenginliği Tolga’nın şımarık, her istediğini yapan bir insana dönüşmesine sebep olmuştur. Yine böyle her istediğini yaptığı bir günde babasının ağır hasta olduğu haberini alır. Hastanede babasının yanına gittikten kısa bir süre sonra babası ölür. Babası tüm mirasını Tolga dışındaki çocuklarına, hayır kurumlarına bırakmıştır. Tolga’ya ise sadece eski bir otomobil kalmıştır. Üstelik üzerindeki tüm malı mülkü, kredi kartları da geri alınır. Tam Tolga neye uğradığını anlamaya çalışırken kendisine kalan otomobil ona büyük bir sürpriz hazırlar... Zaman Makinesi 1973 çok aşina olduğumuz bir espri üzerine kurulu; zamanda yolculuk yapan bir otomobil filmin bütün öyküsünü belirliyor. Üstelik bu otomobil kişiliği olan, kendi kararlarını veren bir otomobil. Bu yanıyla bana James Bond’un yaratıcısı Ian Fleming’in çocuklar için yazdığı ve 1968’de sinemaya uyarlanan Chitty Chitty Bang Bang isimli romanındaki otomobili anımsattı.

Filmin senaryosunu Kahpe Bizans, Ömerçip, 2000 sonrası çekilen Hababam Sınıfı serisinin senaryolarını da yazmış olan Kemal Kenan Ergen yazmış. Belden aşağı esprilere, küfre bel bağlamadan espri üreten naif, sevimli bir anlatısı var filmin. Zaman Makinesi 1973 bir dönem filmi.
Olaylar dar bir çevrede de geçse 1973 Türkiye’sine dair doğru izlenimler aktarmış. Ama kanımca en güçlü gözlem Tolga tipi üzerinden aktarılıyor. Gürgen Öz’ün canlandırdığı Tolga’yı karakter olarak nitelendiremiyorum. Ama bir tip olarak içinde yaşadığımız dönemde bir karşılığı var. Gürgen Öz bu tipi canlandırmada o kadar maharetli ki onu izlerken zaman zaman sinirlenmemek elde değil. Filmde Çiko’yu canlandıran Can Bartu Aslan’ı çok başarılı bulduğumu söylemeliyim. Ayrıca, Tolga’nın aşık olduğu genç kızı canlandıran Seda Bakan da saf, sevimli kız rolünde oldukça başarılı.  Filmin esprisi zaman atlamasına dayandığı için sık sık dönemler arası farka dayalı esprilere tanık oluyoruz. Biraz önce de dediğim gibi, küfre dayanmayan, yüz güldüren sevimli espriler bunlar. Film içinde bir tek Zeki Müren’le ilgili sahne bana gereksiz göründü. Yine de izleyiciyi gülümsetmeye yetiyor.

Film görüntü anlamında da, kurgu anlamında da düzgün ve temiz. Müzik seçimleri dönemle uyumlu. Kısaca Zaman Makinesi 1973 sinemamız adına bir atılım olmasa da pek cesaret edilmeyen bir türü deneyen, naif bir film. Günlük sıkıntılardan kurtulmak için bir seçenek olabilir.