TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

2 Nisan 2015 Perşembe

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

13.03.2015
            BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ (İlksen Başarır/2015)

İlksen Başarır sinemamızın az sayıdaki kadın yönetmenlerinden biri. 2009 yılında senaryosunu yazıp yönettiği Başka Dilde Aşk ile başarılı bir çıkış yapan yönetmen daha sonra ensest ilişkiye cesurca odaklanan Atlıkarınca’yla başarısını sürdürdü. 2013’te Testosteron isimli tiyatro oyunundan uyarlayıp yönettiği Erkek Tarafı filmi, beni kişisel olarak biraz hayal kırıklığına uğratmıştı, tiyatroya yakın anlatım dili nedeniyle. Geçen hafta İletişim Bilimleri Fakültesi Serbest Bölge Film Atölyesinin konuğu olarak söyleşiye gelen ekibin ardından, bu defa nasıl bir konuyu seçtiklerini merak ederek ben de filmi izlemek istedim. Gelin şimdi film hakkında konuşalım.

Nehir ana sınıfı öğretmenliği yapan genç bir kadındır. Arkadaşının evinde kaldığı bir gece, yan dairede bir müzisyenin sabaha kadar beste yapmasına tanık olur. Ortaya çıkan şarkı onu o kadar etkiler ki ertesi gece o müzisyeni görmek için arkadaşıyla gece kulübüne gider. Nehir kafasına koyduğunu yapar ve Ozan’la tanışır. Ama bu tanışma pek de hayal ettiği gibi olmaz. Gece ilerledikçe tanışma anının gerginliğini atarlar. Deyim yerindeyse, kimyalarının tuttuğu bellidir ama yine de yolunda gitmeyen bir şey vardır. Nehir ve Ozan’ın ilişkisi nereye doğru evrilecektir?  Öncelikle şunu hemen söyleyelim; İlksen Başarır kentli hikayeleri anlatmakta ya da kentte geçen hikayeler aktarmakta oldukça başarılı. Bu anlamda Çiğdem Vitrinel ile onu birbirine oldukça yakın buluyorum. Filmlerinin senaryolarının genel olarak akıcı, üzerinde çalışılmış senaryolar oldukları genellikle ortaya çıkan işlerden anlaşılıyor. Bunda birlikte uyum içinde çalıştığı Mert Fırat’ın da etkisi olduğunu düşünüyorum. Başka Dilde Aşk’tan bu yana İlksen Başarır ve Mert Fırat, Başarır’ın her filminin senaryosunu birlikte yazdılar. Başarır’ın her filminin başrol erkek oyuncusu hep Mert Fırat oldu. Tabii bu meselenin görünen, bilinen yüzü. Başka Dilde Aşk’tan bu yana örneğin, mezunumuz Özgür Balcı da Başarır’ın tüm projelerinde yer aldı. Hal böyle olunca, birbirine alışmış, uyumlu bir ekip işi çıkıyor ortaya.

İlksen Başarır’ın Bir Varmış Bir Yokmuş’la ilgili bir anlamda talihsizliği, ilk iki filmiyle oluşturduğu imge. Başarır bu çıkış filmleriyle konuşulmayan toplumsal sorunlara eğilen bir yönetmen olarak isim yaptı. Ancak, her filminde böyle bir yaklaşım içinde olacağını beklemek haksızlık olur. İşte, Bir Varmış Bir Yokmuş’ta bu imgeyi kırıyor. Yine kadın erkek ilişkisi, aşk teması var ama toplumsal sorun denilebilecek şeyler yalnızca filmin dekoru oluyor, teması değil. Portmantoda asılı baret, Ethem Sarısülük posteri gibi detaylarla ima edilenleri yakalıyoruz ama bunların filmin ilerleyişine bir katkısı yok.

Film basit bir hikaye anlatıyor gibi görünmekle birlikte bunu anlatış biçimiyle hiç de fena olmayan bir yerde duruyor. Filmin sinematografik yapısı oldukça başarılı. Film boyunca uzun zamandır tanık olmadığım kadar çok yakın çekimlere tanık oldum. Filmi epizotlara ayıran, Ozan’ın düşünce akışlarına eşlik eden sürreal görüntüler filmin anlatımını güçlendiriyor. Genellikle bu tür anlatım araçlarına bizim sinemamızda pek rastlamıyoruz. Öte yandan plan sahneler dikkat çekiciydi. Deniz kenarında gece çekilen sahneler estetik olarak haz vericiydi. Ozan ve Nehir’in ilişkilerinin ilerleyişinin tek sekansta verilmesi de değişik ve hoş bir anlatımdı.

Programı takip edenler bilirler. Film müzikleri konusunda oldukça hassasımdır. Bu filmin vurgu noktalarından biri de müzikleri. Müdavimlerinin iyi tanıdığı Bubituzak’ın müzikleri, bazen doz aşımı duygusu verse de, filme ruh katmış. Ayrıca Mert Fırat’ın müzik yeteneğine tanık olmak da oldukça keyif vericiydi.

Oyunculuklara gelirsek... Pek çok başarılı işe imza atan Mert Fırat’ın oyunculuğu artık oturdu. Olgun, sade bir performansı var Mert Fırat’ın. Bu filmde de dengesiz bir karakter olan Ozan’a hayat verdiğini düşünüyorum. 2004’te Çemberimde Gül Oya dizisiyle tanıdığımız ve dizi oyuncusu olarak öne çıkan Melisa Sözen zaman içinde sinemada da çok başarılı oldu. Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken, Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu gibi filmlerinde yeteneğini kanıtladı. Bir Varmış Bir Yokmuş’ta da performansını başarılı buldum. Filmde Ozan ve Nehir’in ilişkisi ilerledikçe doğal olarak bazı sevişme sahneleri de çekilmiş. Bu sahneleri çok başarılı buldum.

Kesinlikle sansasyon amaçlı ya da daha film çok dikkat çeksin diye değil, olaylar bunu gerekli kıldığı için yer alan son derece doğal ve estetik sahnelerdi bunlar. Bunun oyuncuların ve yönetmenin başarısı olduğunu düşünüyorum.

Kısaca, Bir Varmış Bir Yokmuş, hiç de fena olmayan, ister müzikleri, ister oyunculuk isterse konusu nedeniyle olsun bir yanıyla rahatlıkla ilginizi çekebilecek bir film.

Programı sonlandırmadan önce bugünden itibaren başlayacak olan beşinci Uluslararası Gençlik Filmleri Festivalini hatırlatmak istiyorum. kentimizde çok çeşitli mekanlarda, çok sayıda filmi  izleyiciyle buluşturacak olan festivale ilgini yüksek olacağını umuyorum.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder