TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

25 Şubat 2016 Perşembe

MARSLI / MARSIAN

14.10.2015
            MARSLI / MARSIAN (Ridley Scott/2015)

Ridley Scott Hollywood’un en deneyimli yönetmenlerinden biri. 1977’den bu yana yönetmenlik yapan Scott aynı zamanda pek çok filminin de yapımcısı. İşte bu usta yönetmen bu kez Marslı ile karşımızda. Tam da Mars’ta suyun bulunmasının ardından vizyona giren film, hayli dikkat çekici. Gelin önce filmin konusuna şöyle bir göz atalım.

Mars’ta görevli Hermes ekibi, çıkan büyük bir kum fırtınası nedeniyle görevi sonlandırır. Fırtınadan kurtulmaya çalışırlarken ekip arkadaşları Mark Watney’in öldüğünü düşünürler ve onu geride bırakarak gezegenden ayrılırlar. Oysa, tamamen şans eseri Mark, hafif bir yarayla kazadan kurtulmuştur. Ne var ki Mars’ta bir başına kalmıştır. Uydu bağlantısı fırtına sırasında kesilmiştir. Yaşadığını kimse bilmemektedir. Öğrenseler bile oraya ulaşmaları uzun zaman alacaktır. Bir sonraki göreve kadar beklemesi halinde ise var olan yiyecek ve su stoku ona yetmeyecektir. Acaba Mark bu imkansız görünen süreci atlatabilecek midir?

Konusuna baktığımızda oldukça karamsar bir tablo ile karşılaşıyoruz. Ama Drew Goddard’ın elinden çıkan güçlü senaryo ve bağlı olarak Mark karakteri bu karamsar tabloyu bertaraf ediyor. Mark, başına gelen bu talihsizlik karşısında önce aklını, sonra bilgi birikimini ve bilimsel becerisini kullanarak hayatta kalmayı başarıyor. Üreten, yoktan çıkış yolları bulan bir insan olarak da hayata daha ümitle bağlanıyor. Bu da moralini yüksek tutuyor. Filmde çok bariz biçimde bilimin, aklın yolunun kutsanışını izliyoruz. Her zorluk karşısında bilim ve bilgi birikimi beraberinde çözümü getiriyor. Yani filmin oldukça pozitivist bir duruşu var ki bence bu da izleyiciye verilen doğru bir mesaj. Filmde takdir ettiğim bir başka nokta ise geleneksel kadın erkek rollerini kırıyor olması. Mars’taki önemli bir görevi yerine getirmeye çalışan ekibin liderinin kadın olması ve bu kadın karakterin sorumluluğunun farkında olan, rasyonel kişiliği ve önemli anlarda kritik ama doğru kararlar alması izleyiciye çok doğru bir mesaj veriyor.
Yalnızca ekip lideri Melissa Lewis değil, filmin her kritik anında kadınların öne çıktığını görüyoruz. Üstelik bu kadınlar ne kurban ne de seks objesi. Hepsi işinin ehli uzmanlar olarak yazılmış karakterler. Açıkça, filmin bu yanını çok takdir ettim.

Marslı’da Mark karakteri her ne kadar hayata tutunan, yılmayan, dolayısıyla izleyiciye umut aşılayan bir karakter olsa da filmde gerilim hayli yüksek. Mark’ın gerçekten kurtulup kurtulamayacağı, daha doğrusu nasıl kurtarılacağı, o noktaya kadar başına nelerin geleceği izleyiciyi geren noktalar. Dolayısıyla, izleyicinin nabzını yüksek tutan bir film Marslı.

Bunların dışında elbette Hollywood’dan çıkan bir film olması nedeniyle artık olağan karşıladığımız bir olay örgüsü filme egemen. Ekip üyelerinin Mark için geri dönmesi, Nasa çalışanlarının Mars’ta mahsur kalan astronot için canla başla çalışması Amerika Birleşik Devletlerinin onlarca yıldır süregiden politikalarıyla uyumlu. Filmde Çin’in uzay araştırmaları enstitüsünün devreye girmesi ve Amerika ve Çin arasında Mark’ı kurtarmak için gizli bir ittifakın gerçekleştirilmesi ise oldukça anlamlıydı. Bana en uzak görünen sekans kurtarma operasyonunun tüm dünyada naklen yayınlanması. Ulusal güvenlik anlamında önem oluşturan böyle bir konunun tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmesi bana çok mümkün görünmedi.

Filmdeki oyunculuklara da özetle değinelim. Mark rolünde izlediğimiz deneyimli oyuncu Matt Damon rolünün hakkını vermiş. Melissa Lewis rolünde izlediğimiz Jessica Chastain de ekip lideri olarak oldukça iyi bir performans sergilemiş. Ekibin bilgisayar kurdu Beth Johansonn rolünde izlediğimiz Kate Mara giderek ünlenen ve bu ünü hak eden oyunculardan biri. Bana kalırsa onun adını da daha sık duyacağız bundan sonra.


Kısaca Marslı, Ridley Scott’ın elinden çıkmış bir iş olarak hayli özenli ve sürükleyici bir film. Türün meraklılarının kaçırmamasını öneririm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder