02.06.2011
KARAYİP
KORSANLARI: Gizemli Denizlerde /PIRATES OF CARABBEAN: On Strange Tides
(Rob Marshall/2011)
Sizin de bildiğiniz gibi kimi
filmler yalnızca eğlenmek, hoş vakit geçirmek içindir. Bu durum sinemanın aynı
zamanda ticari bir olgu olmasıyla yakından ilişkilidir. İşte sinema
salonlarında bir kaç haftadır oynamakta olan Karayip Korsanları: Gizemli Deniz
de bizim bu sınıflandırma içinde ele alacağımız filmlerden biri. Neredeyse her
zaman çok iş yapan projelerin yapımcısı olan Jerry Bruckheimer acaba 2003 yılında
gösterime giren Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti filmine ilk yatırım
yaptığında bu kadar popüler olacağını öngörmüş müydü merak ediyorum. Onun kadar
deneyimli bir yatırımcı için bile sanırım bu popülarite beklenenin üstü
olmuştur. Bunda hiç kuşkusuz Johnny Depp’in canlandırdığı Kaptan Jack Sparrow
karakterinin cazibesi de etkili olmuştur. Seri ilk 3 filmle tamamlanmış gibi
gözüküyordu. Nitekim dördüncü filmde bambaşka karakterler, bambaşka bir öykü
anlatılıyor. Ve kanımca bu öyküyü tamamlamak için seriye başka filmler de
eklenecektir. Gelin şimdi Karayip Korsanları serisinin bu son filmi hakkında
konuşalım.
Kaptan Jack Sparrow Londra’da birinin onun adını kullanarak
mürettebat topladığını öğrenir. Bu kişinin kim olduğunu bulmaya çalışırken Kaptan
Barbossa’nın kraliyet kaptanı olduğunu görür. Kraliyet onu ve Sparrow’u,
İspanyolların aramaya gittiği gençlik çeşmesini bulmak üzere göndermek ister.
Bu yolculuğa çıkmak için hevesli olmayan Sparrow, geçmişte kalbini kırmış
olduğu Angelica’nın onun adını kullanarak Kaptan Karasakal’ın gemisi için
mürettebat topladığını öğrenir ve talihsiz biçimde kendini bu zalim kaptanın
gemisinde gençlik çeşmesini aramak üzere yolculuk ederken bulur. Yani filmde
aynı amaç uğruna yola koyulmuş üç grup bulunmakta: İngilizler, İspanyollar ve
Kaptan Karasakal. Dolayısıyla, Jack Sparrow’un yolculuğu ağır bassa da bu
farklı grupların dönüşerek öne çıktığını görüyoruz. Filmin en önemli alameti
farikalarından biri özel efektleri kuşkusuz. Özellikle olağanüstü güzel ama bir
o kadar da zalim denizkızlarının yaşadığı Beyaz Körfez’deki görüntüler hayli
etkileyici.
Filmin bu bölümü yalnızca özel efekt anlamında etkili değil.
Aynı zamanda Pekin Olimpiyatları’nda yarışan 22 senkronize yüzücünün de filmde
rol alması bu sahneleri estetik anlamda daha da izlenesi kılıyor. Filmde din
adamı Philip ile denizkızı Syrena arasındaki aşk da bir yan öykü olarak filme
romantik bir hava veriyor ve Sparrow ile Angelica arasındaki ateşli, hırçın
aşkla tezat oluşturuyor. Serinin önceki filmlerinden farklı olarak bu kez 3
boyut faktörü de devreye giriyor. Ancak, kanımca bu teknoloji filme çok fazla
bir şey katmamış. Eğer bu teknolojinin rahatsızlık verdiği kişilerden
biriyseniz 137 dakika boyunca o gözlükleri takarak filmi izlemeye çalışmak
sıkıntı yaratabilir.
Daha önce de değindiğim gibi Karayip Korsanları: Gizemli
Denizlerde serinin tamamlanan öyküsünün dışında yeni bir öykü anlatmaya
başlıyor. Hal böyle olunca da filmde neredeyse tüm karakterler değişmiş.
Penelope Cruz’un canlandırdığı Angelica karakteri seriye taze bir hava
getirmiş. Kişisel olarak Cruz’un filme çok yakıştığını düşünüyorum. Barbossa
rolünde izlediğimiz usta oyuncu Geoffery Rush, filmde çok öne çıkmasa da yine
çok iyi bir performans sergiliyor. Ama tahmin edebileceğiniz gibi filmin asıl
lokomotifi Kaptan Jack Sparrow rolünde izlediğimiz Johnny Depp. Komik, kurnaz,
güvenilmez ve bir o kadar da sevimli Sparrow, görünen o ki dördüncü filmde de
cazibesinden hiçbir şey kaybetmemiş. Salonda benimle birlikte film izleyen
izleyicilerin kahkahaları çoğunluk Sparrow içindi.
Filmin etkili tema müziği bu versiyonda da yineleniyor. Ama
Türkiye özelinde müziğin yabancılaştırıcı bir öge olarak işlev gördüğünü
söylemeliyim. Zira bu müzikleri televizyonlarda kimi haber bültenlerinde
işittiğinize eminim. Dolayısıyla, bunun biraz talihsiz bir durum olduğu
söylenebilir.
Kısaca Karayip Korsanları Gizemli Denizlerde hoşça vakit
geçirmek için biçilmiş kaftan. Eğer Karayip Korsanlarını daha önce severek
izlediyseniz ya da bu tarz filmleri izlemekten hoşlanıyorsanız kaçırmayın
derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder