TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

14 Kasım 2012 Çarşamba

ÇİFTE SOYGUN / FLYPAPER


17.05.2012

 

ÇİFTE SOYGUN / FLYPAPER (Rob Minkoff 2012)

 

Sanırım Aslan Kral belli bir kuşak için nostaljik bir etkiye sahip önemli animasyonlardan biridir. İçerik anlamında tartışılabilecek pek çok niteliği olsa bile Aslan Kral’ın bir fenomen olduğunu kabul etmek gerek. İşte Aslan Kral ve Stuart Little gibi animasyonlara imza atmış yönetmen Rob Minkoff bu kez Çifte Soygun isimli filmle sinema salonlarında boy gösteriyor. Gelin şimdi önce filmin konusuna değinelim; ardından da filme ilişkin detaylar üzerinde duralım.

Bir bankanın kapanış saatine yakın para bozdurmak isteyen Tripp Kennedy, işlemini veznedar Kaitlin’e yaptırırken bankada da güvenlik sistemi güncellenmektedir. Tam o sırada bankada bir hareketlilik olur ve banka eş anlı olarak  iki soygun çetesi tarafından soyulmak istenir. Çatışma sırasında bankada bulunan müşterilerden biri de öldürülür. Üstüne üstlük bankanın tüm çıkışları otomatik olarak kilitlenir. Geriye, bankayı soymak isteyen iki çete, rehineler ve peş peşe gelen cinayetler kalır. Takıntılı bir kişiliğe sahip olan Tripp, Jack Hayes ile başlayan cinayetleri çözmek için elinden geleni yapar. Onun takıntılı tavırları ve soyguncuların birbirleriyle mücadeleleri her şeyin karmakarışık bir hal almasına neden olur... Çifte Soygun’un senaryosu, Felekten Bir Gece ve Hayat Sana Güzel filmlerinin senaryosunu yazmış olan Jon Lucas ve Scoot Moore tarafından yazılmış. Yani karşımızda sözünü ettiğimiz filmlerin kıvamında bir güldürünün olduğunu söyleyebiliriz. Banka soygunu güldürüye bir nevi macera etkisi veriyor ve zaman zaman film polisiye bir havaya bürünüyor. Hatta Tripp karakterinin cinayetleri ve olayların gerçek yüzünü bulmaya yönelik takıntılı tutumu bana Agatha Cristie’nin çok bilinen karakteri Hercule Poirot’un bir nevi parodisi gibi geldi. Film, karakterler bankada kilitli kaldıkları için tek ve kapalı bir mekanda geçiyor. Çok fazla karakter de yok. Dolayısıyla, aksiyon şansı çok fazla değil. Bu açıdan yönetmen Rob Minkoff’un risk aldığını söyleyebiliriz. Zira animasyonun sınırsız hayal gücüne izin veren dünyasından sonra tek mekanda az sayıda karakter arasında geçen bir güldürü çekmek zorlayıcı olabilir. Buna rağmen Çifte Soygun eğlenceli bir film olmayı başarıyor.


Filmdeki oyunculuklara gelirsek... Grey’s Anatomy ile yıllar sonra popülerliği yakalayan Patrick Dempsey’nin karizmatik ve soğukkanlı beyin cerrahından takıntılı Tripp’e evrimini gözlemlemek oldukça keyifli. Daha çok gerilim, polisiye ağırlıklı filmlerde izlemeye alışkın olduğumuz Ashley Judd da Kaitlin rolünde oldukça başarılı. Bu iki karakter dışında diğer oyuncuların ise karakterlerden çok tipleri canlandırdıklarını söylemek yerinde olur. Özellikle beceriksiz soyguncular Reçel ve Fıstık Ezmesi kesinlikle birer tip. Diğer banka çalışanları ve rehineler de öyle. Dolayısıyla kişilere dair, kişilerin birbirleriyle ilişkilerine dair çok derinlikli bir bilgiye sahip olmamız mümkün değil. Film boyunca onlara ilişkin edindiğimiz bilgiler son derece yüzeysel kalıyor.

Filmin diğer sinematografik yönlerinin asgari düzeyde başarıya sahip olduğunu, ışığı, kurgusu, dekor ve kostümüyle, ses ve müziğiyle ortalama bir düzeyde olduğunu söyleyebilirim.

Bana göre Çifte Soygun Tripp ve Kaitlin’in ana karakter olduğu, Reçel ve Fıstık Ezmesi’nin de eklemlendiği  ve başka soygunların gerçekleşeceği devam filmleri gelebilecek bir yapım. Kanımca bunda senaristler Scott Moore ve Jon Lucas’ın Hangover serisinden getirdikleri alışkanlıkları etkili olabilir.

Kısaca, Çifte Soygun bir baş yapıt değil kuşkusuz. Ama size eğlenceli zaman geçirtebilecek, ortalama bir piyasa filmi. Kafanızı dağıtmak istediğinizde iyi bir seçim olabilir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder