TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

14 Kasım 2012 Çarşamba

ŞAHANE MİSAFİR / MAGNİFİCA PRESENZA


12.04.2012

ŞAHANE MİSAFİR / MAGNİFİCA PRESENZA (Ferzan Özpetek/2012)

Bazı yönetmenler vardır, daha filmin jenereğinde adı gözükmeden filmin ona ait olduğunu anlarsınız. O yönetmenin biçemi o kadar belirgindir ki neredeyse yanılgı payı olmadan tahmin edersiniz filmin o yönetmene ait olduğunu. İşte geçen hafta oldukça kuvvetli biçimde yapılan tanıtımlardan sonar vizyona giren Ferzan Özpetek imzalı Şahane Misafir de yönetmenin bugüne dek oluşturmuş olduğu üslubun yeni bir örneği. Gelin şimdi film hakkında konuşalım.

Sicilyalı Pietro'nun tek hayali ünlü bir aktör olmaktır. Bu uğurda Roma’ya taşınır. Tabii bunda bir gece birlikte olduktan sonra takıntılı bir biçimde aşık olduğu Massimo’nun da etkisi vardır. Roma’da İtalyanca bilmeyen bir grup göçmenle birlikte bir pastanede kruvasan pişirmekte, bir taraftan da oyuncu seçmelerine katılmaktadır. Kuzeni Maria’nın yanında konuk olan Pietro Massimo’yla birlikte yaşayacağını hayal ettiği eski ama ambiansı olan bir ev kiralar. Ancak, ev göründüğünden daha fazla gizeme sahiptir…  Şahane Misafir daha açılış sekansında, müzik başladığı anda bir Ferzan Özpetek filmi olduğunu belli ediyor. Zira Sezen Aksu yönetmenin vazgeçemediği bir müzisyen. Film boyunca da Sezen Aksu şarkıları öyküye yerli yerinde eşlik ediyor. Ferzan Özpetek’in sevdiği ve üstesinden gelebildiği işlerden biri çok sayıda oyuncuyu yönetmek. Mizansen yaratırken çok sayıda oyuncuyu kullanmaktan yine çekinmemiş. Yönetmenin yine klasik dönem resim sanatıyla bağ kurabileceğimiz bir aydınlatmayı tercih ettiğini görüyoruz.  Dolayısıyla müzik seçimi, oyuncu seçimi ve aydınlatma anlamında bir tekrarın var olduğu kesin. Ama yinelenen ögeler yalnızca bununla sınırlı değil. Seçtiği konuyu işleyiş biçimiyle de önceki filmlerini yineliyor yönetmen. Ferzan Özpetek her zaman geçmiş ve geçmişi çağrıştıran nesne ve kişilerle ilgili kafa yormuş bir yönetmendir.  Şahane Misafir’de de Pietro’nun kiraladığı ev onun II. Dünya Savaşı dönemiyle ve o dönemin sırlarıyla buluşmasını sağlıyor. Evin dekorasyonunda var olan yaşanmışlık duygusu yine tekrar eden ögelerden biri.  Yaşlı insanlar Ferzan Özpetek filmlerinde hep erdemli, yol gösteren kişiler olarak belirirler. Burada Pietro’nun beklenmedik konukları genç bedenler içinde olsalar da aslında yaşlı kimseler. Gerçek anlamda yaşlı bir karakter olarak izleyicinin karşısına çıkan Livia karakteri ise Özpetek’in sözünü ettiğim yaşlılık kavramına pek uymuyor. Bu açıdan sıradışı bir örnek olduğunu söyleyebilirim. Eşcinsellik ima düzeyin de bile olsa Ferzan Özpetek’in ele almaktan vazgeçmediği temalardan biri. Nitekim bu filmde de Pietro’nun Massimo’ya olan aşkı ve Paolo’nun Pietro’ya ilgisi üzerinden bu konu gündeme geliyor. Yalnızca travestilerden oluşan atölyeye ilişkin çok eleştiri yapıldı. Oysa ben çok masalsı buldum filmin o sekansını. Filmin fantastik yanıyla çok uyumlu olduğunu düşünüyorum.

Şahane Misafir’deki oyunculara gelirsek… Ferzan Özpetek’in birlikte çalışmaktan hoşlandığı kimi oyuncular var. Örneğin, Lea Marni rolünde izlediğimiz Margherita Buy yönetmenin Cahil Periler, ve Bir Ömür Yetmez filmlerinde de oynamıştı. Maria rolünde izlediğimiz Gea Martire de daha once Serseri Mayınlar’da oynamıştı. Başrol için seçtiği Elio Germano’nun çok yerinde bir seçim olduğunu düşünüyorum. Hayalperest, naïve ve zaman zaman nevrotik  Pietro rolünde  oyuncunun çok başarılı olduğu kesin. Tabii bir de filmin merak edilen ismi ve filmin Türkiye pazarlamasında da en büyük kozu olan Cem Yılmaz var. Yılmaz filmde bir yan rolde ve oldukça başarılı. İşin erbabı olanlar oyuncunun İtalyanca aksanının ve İtalyanca diyaloglara verdiği tepkilerin çok yerinde olduğunu belirtiyor. Kuşkusuz bu bir başarı. Yalnız şehrimizdeki kimi sinema salonlarında filmin dublajlı versiyonu oynuyor. Eğer Cem Yılmaz’ın performansını merak ediyorsanız buna dikkat ederek salonu seçmenizi öneririm. Sanırım Cem YIlmaz zamanında Şener Şen’in geçtiği yoldan ilerliyor. Komedyen kimliğini ilk kez Av Zamanı’nda geride bırakmıştı. Bu filmde de pek güldürüyle işi yok. Belki fırsat bulursa kariyerini böyle bir yolda ilerletebilir.

Kısaca Şahane Misafir, Ferzan Özpetek’in yıllar önce oluşturduğu şablonun bir tekrarı. Bu filmi zayıflatıyor mu? Bence hayır. Özellikle yönetmenin daha önceki filmlerini sevmiş olan izleyici için keyifli olacağını düşünüyorum. Ama kanımca Ferzan Özpetek artık potansiyelini bu şablonun dışında da denemeli.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder