TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

14 Kasım 2012 Çarşamba

PERS PRENSİ: Zamanın Kumları / PRINCE OF PERSIA: Sands of Time


07.05.2010
PERS PRENSİ: Zamanın Kumları / PRINCE OF PERSIA: Sands of Time 
(Mike  Newell 2010)

Bir süredir salonlarda oynamakta olan Pers Prensi’ni daha fazla görmezden gelemedim ve bu programda bu filme dair düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Eminim bugüne dek birçok kez, pek çok film için yapılan “görsel bir şölen” tanımını duymuşsunuzdur. Pers Prensi: Zamanın Kumları da ünlü yapımcı Jerry Bruckheimer’ın yaptığı yatırım ve Walt Disney’in geleneğini ardına alarak bu tanıma uygun bir iş olarak karşımıza çıkıyor.

Aslında Pers Prensi pek çok kişi için yeni bir olgu değil. 1989 yılından beri dünya çapında 14milyonun üzerinde satış grafiğine sahip bir bilgisayar oyununa dayanıyor. Oyunun yaratıcısı Jordan Mechner kuşkusuz bu oyun sayesinde parlak bir kariyer sahibi oldu ama aynı zamanda oyununu sinemaya uyarlama konusunda bizzat girişimde bulunan ve yapım sürecinde etkin rol oynayan ilk oyun yaratıcısı olma özelliğini de elde etti. Filmin dört senaristi olmasına karşın asıl taslağı hazırlayan Mencher olmuş. Oyunun birebir uyarlamasının sinemada işlemeyeceğinin farkında olan Mencher, oyunda yer alan pek çok canavarı filmde kullanmamış. Benzer biçimde oy unda çok önemli olan kılıçlar, atlar, dövüş sahneleri filmde de var ama filmde bir öykü içine yedirilerek işlevsel kılınmışlar. Belki de oyunun yaratıcısının yapım sürecinde yer almasının avantajı olmuştur bu durum. Pers Prensi çok ünlü ve eski bir oyundan uyarlama olmasının ötesinde anlatı yapısı ve olay örgüsü nedeniyle de çok tanıdık. Filmi izlerken Indiana Jones ya da Sırlar Kitabı gibi bildik macera filmlerinden tatlar yakalamak olanaklı. Klasik anlatının tüm akışı bu filmde de mevcut. Hani bazı filmleri izlerken sonunda ne olacağını bilirsiniz ama o sona nasıl ulaşılacağını bilmezsiniz ya, Pers Prensi de öyle bir film. Ama o sona ulaşıncaya dek aralarda bize yaşattıkları yaklaşık 2 saat süren filmi izlenir kılıyor. Yüksek dozda aksiyon ve egzotik atmosfer üzerine konan hafif dozdaki romans faktörü zamanın akıp gitmesine yardımcı oluyor. Tabii görsel efekt yoğunluğunu da unutmamak gerek.


Film büyük oranda Fas’ta çekilmiş. Atlas Dağları’ndaki dağ köyleri film için dekor olmuş. Kuşkusuz iklim ve doğa koşulları toplamda 1850 kişinin çalıştığı filmin zorlu koşullarda çekilmesine yol açmış. Arabistan’lı Lawrence, Dr. Jivago gibi epik filmlerde yardımcı yönetmen olarak çalışan Michael Stevenson’ın danışmanlığında çekilen film gerçekçilik anlamında izleyiciyi rahatsız etmeyen bir görselliğe sahip. Sepya tonundaki çekimlerin egemen olduğu filmde olayların hem geçmişte yaşanmış olma ihtimali vurgulanmış hem de çölün sıcaklığını hissetmek olanaklı hale gelmiş.

Oyunculuklar açısından filmi değerlendirecek olursak Jake Gyllenhall’ın Pers Prensi Destan rolüne uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Donny Darko’dan ve Broke Back Mountain’dan anımsadığımız Gyllenhall aksiyon sahnelerinin çoğunda dublör kullanmamış. Pek çok farklı role rahatlıkla bürünebilen Gylenhall belki de müstakbel bir aksiyon oyuncusudur. Bu niteliği eminim ona başka yeni kapılar da açacaktır. Prenses Tamina’yı oynayan Gemma Arterton ise bana Katherine Zeta Johnson’un ilk gençlik dönemlerini anımsattı. Ben Kingsley ise mutad kötü adam rölünde izleyiciye tanıdık gelecek bir performans sergiliyor. Müziğin çok öne çıkmadığı filmde görsel efektler kadar ses efektlerinin de etkin rol oynadığını söylemek olanaklı.

Kısaca Pers Prensi: Zamanın Kumları sinemada aksiyon dolu, tanıdık, bildik tarzda bir macera izlemek isteyenler için çok iyi bir seçenek olabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder