TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

14 Kasım 2012 Çarşamba

SİYAH GİYEN ADAMLAR / MIB 3


31.05.2012
SİYAH GİYEN ADAMLAR / MIB 3 (Barry Sonnenfeld 2012)

Bu hafta sizler için bir seri film olan Siyah Giyen Adamlar’ın üçüncüsünü izledim. 1997 yılındaki ilk çevriminden bu yana yönetmen koltuğunda Barry Sonnenfeld’in oturduğu serinin ikinci filmi 2002’de çekilmişti. 10 yıllık bir aradan sonra serinin üçüncü filmi de sinema salonlarındaki yerini aldı geçen hafta. Aslında filmin genel izleğinde bir değişiklik yok. Ajanlarımız K ve J bu kez 1969 yılında ajan K tarafından tutuklanıp uzay hapishanesine atılan Hayvan Boris’in hapishaneden kaçmasıyla birlikte yeni bir maceraya atılırlar. Bu macera sırasında her zaman olduğu gibi yine uzaylılarla mücadele etmek zorunda kalırlar. Kuşkusuz isminin çağrıştırdığı biçimde  vahşi ve yıkıcı niteliklere sahip olan Hayvan Boris de ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Zamanda yolculuk etmek de tüm bunların yanı sıra başka bir macera unsurudur. 

Aslında Siyah Giyen Adamlar 3’te yeni pek bir şeyle karşılaşmıyoruz. Yine özel efektlere dayalı uzaylı görüntüleri, ajan J ve K arasındaki itiş kakış derken temel izlekte bir değişiklik olmuyor pek. Ancak bu kez öyküye ajan J ve K arasında var olan ve bilinmeyen bağ da eklenmiş. Ajan J’nin bunu keşfetmesinde zamanda yolculuk yapıp 1969 yılına gitmek zorunda kalması neden oluyor. Onunla birlikte izleyici olarak biz de bu sırra vakıf oluyoruz.  Yapılan bu zaman yolculuğuyla birlikte değişen atmosfer, filmin keyifli yanlarından biri.  Ancak, filmde zamanda yolculuğu sağlayan aygıtı aldığı kişi ajan J’nin gideceği yıllarda siyahların toplumsal yaşamda onaylanmadıklarını, ayrımcılığa tabii tutulduklarını dillendirse de bir kaç küçük detay dışında ajan J 1969 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde bir Afro Amerikan olarak fazla kısıtlanmadan hareket edebiliyor. Buna karşın filmin öyküsünün Apollo 11’in fırlatılışı ve insanlığın aya ilk ayak basışıyla harmanlaşmış olması filmin geçtiği döneme ilişkin hoş ayrıntılar. Bu arada filmde tekrar eden, aslında uzaylı olan ünlüler esprisi biraz değişime uğrayarak Andy Warhol ve Mick Jagger üzerinden ilerletilmiş. Az önce de söylediğim gibi Siyah Giyen Adamlar serisinin en belirgin özelliklerinin başında özel efektler geliyor. İşin içinde bu kadar uzaylı olunca, özel efekt meselesi de kaçınılmaz oluyor. Bu anlamda film başarılı. Bu kez filme bir de 3 boyut eklenmiş. Filmin her anında çok etkili olduğunu söyleyemesem de bazı sahnelerde 3 boyutlu görüntüler izleyicinin yüreğini hoplatmaya yetiyor.

Filmdeki oyunculuklara gelirsek. Will Smith her zamanki enerjisiyle filmi sürüklüyor. Ajan J ve ajan K arasındaki çekişme artık serinin vazgeçilmezlerinden biri. Ancak bu kez Tommy Lee Jones’un filme etkisi çok fazla değil. Zira Ajan J 1969 yılına gidince Ajan K’nin gençliğiyle tanışıyor. Ajan K’nın gençliğini canlandıran Josh Brolin rolünün hakkını veriyor. Ajan K’nin gergin ve aksi olmadığı bir döneme tanıklık etmekse oldukça hoş. Ancak Josh Brolin’in canlandırdığı genç ajan K’nın yaşının filmde dillendirildiği gibi 29 olduğuna inanmak güç. Filmin oyuncu kadrosunda yer alan önemli isimlerden bir diğeri ise ajan O rolünde izlediğimiz Emma Thompson. Belli bir yeterliliğe ulaşmış oyuncuların güldürü filmlerinde oynamasına söyleyebileceğim bir şey yok. Bunun en iyi örneklerinden biri Robert De Niro’dur. Azgın Boğa, Avcı, Taxi Driver gibi filmlerde olağanüstü performanslar sergileyen oyuncuyu  örneğin Zor Baba serisinde izlemek de ilginç ve keyifliydi. Ama Emma Thompson’ın bu filmdeki performansı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Thompson çok daha iyi rolleri hak ediyor kanımca. Filmin saoundtrackine gelirsek. Pitbull’un seslendirdiği Back in Time’ın radyolarda uzun süre döneceğini düşünüyorum. Filmin ruhuna uygun bir şarkı seçilmiş.

Kısaca Siyah Giyen Adamlar 3 tipik bir piyasa filmi.  Serinin önceki filmlerini zevkle izleyenlerin kaçırmak istemeyeceği bir film. Daha önce serinin filmlerini izlememiş olanların da keyif alarak izleyeceklerini düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder