AÇLIK OYUNLARI: ATEŞİ YAKALAMAK / THE HUNGER GAMES:CATCHING FIRE

27.11.2013

AÇLIK OYUNLARI: ATEŞİ YAKALAMAK /

THE HUNGER GAMES: CATCHING FIRE

(Francis Lawrence/2013)

Geçen hafta vizyona giren filmler arasında Açlık Oyunları’nın ikinci filmi Ateşi Yakalamak belli bir izleyici kitlesinin merakla beklediği bir film olarak öne çıktı. Açlık Oyunları da tıpkı Alacakaranlık gibi daha çok gençleri hedefleyen edebi bir seriden uyarlama. Serinin yazarı Suzanne Collins. 2008’de kitap olumlu eleştiriler alınca birden dikkati üzerine çekti ve 2012 yılında serinin ilk filmi vizyona girdi. İkinci film de geçen hafta salonlardaki yerini aldı. Gelin şimdi biraz daha detaylar üzerinde duralım.

Post-apokaliptik bir dönemde var olan Panem’de yaşamakta olan Katniss Everdeen ölümcül TV showu Açlık Oyunlarında yarışmış ve partnerinin ölümüne izin vermemiştir. Bu da onun kahramana dönüşmesine yol açmıştır. Ne var ki bu durum Panem’in başkanı Snow’u rahatsız etmektedir. Katniss’in imajının zedelenmesi gerekmektedir. Bunun üzerine oyunların 75. Yılı onuruna daha önceki galiplerden oluşan takımlar yeni bir açlık oyununa katılmak zorunda kalırlar. Katniss ilk oyundan galip çıktığı için ailesinin ve kendi yaşamının artık güvende olduğunu düşünürken yine aynı açmazın içine girer... Filmin yönetmeni Türkçeye Aşkın Büyüsü olarak çevrilen Water for Elephants filminden tanıdığımız Francis Lawrence. Filmin başrolünde geçtiğimiz sene Umut Işığım’daki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar ödülüne layık görülen Jennifer Lawrence var. Bana kalırsa Jennifer Lawrence bir sinema oyuncusu olarak perdede çok iyi görüntü veriyor ve Açlık Oyunları’nda yönetmenin yakın plan çekimlerinde izleyiciyi büyülemeyi başarıyor. Üstelik canlandırdığı karakterin de hakkını verdiğini söyleyebilirim. Jennifer Lawrence’ın albenisi o kadar güçlü ki ona eşlik eden oyuncuların, örneğin Peeta’nın yanında sönük kaldığını söyleyebilirim. Tabii Peeta’nın Katniss karakterine göre daha ılımlı, sakin ve içe dönük bir karakter olduğu gerçeğini de kabul etmek gerek.

Film gerçekten var olan bir dönemde ve zamanda geçmediği için atmosfer yaratmak elbette filmin en temel sorunlarından biri. Bu anlamda filmde asıl işin post-prodüksiyonda yapıldığını söyleyebilirim. Filmde egemen renk olan grinin aydınlatma, kostüm ve dekorlarla izleyiciye de o kıyamet sonrası dönem duygusunu verdiği rahatlıkla öne sürülebilir. Öte yandan çok fazla gözümüze sokulmayan ama filmin anlatısına destek olan özel efektler başarıyla yapılmış. Özellikle Katniss’in siyah kanatlı bir alaycı kuşa dönüşmesi, yarışma sırasında ortaya çıkan sis ve benzeri efektler başarıyla kotarılmıştı.

Filmin genel akışına bakacak olursak 2 saat 26 dakikalık süresine rağmen kendini izlettiğini söyleyebilirim. Ancak, film ilk yarıda biraz ağır aksak ilerliyor. Fakat ikinci yarıda tempo yükseliyor ve ilk yarının durağanlığını telafi ediyor. İzleyicinin yarışmanın heyecanına kapılmasına yardımcı oluyor. Kuşkusuz bu bir film serisi ve devam filmleri de gelecek. Buna rağmen filmin sonunun çok ani geldiğini ve biraz da havada kaldığını düşünüyorum.

Kısaca Açlık Oyunları 2: Ateşi Yakalamak serinin müdavimleri dışında post-apokaliptik dönemlere odaklanan fantastik macera türünde filmleri seven izleyiciyi tatmin edecek, izlenesi bir film.