TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

21 Ekim 2014 Salı

KAYIP KIZ/GONE GIRL

16.10.2014
KAYIP KIZ/GONE GIRL (Yön. David Fincher/ 2014)
Hollywood’da ismi sağlam işlerle anılan yönetmenlerden biri olan David Fincher, çektiği hemen her filmle başarı elde ediyor. Ama özellikle Dövüş Kulübü sinema tarihinde yer alacak, üzerine akademilerde dersler verilen bir film olarak yönetmenin filmografisinde önemli bir yere sahip. David Fincher’ın diğer filmlerini şöyle bir hatırlayacak olursak bir çırpıda, Seven, Panik Odası, Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi, Sosyal Ağ, Zodiac ve Ejderha Dövmeli Kız’ı sıralayabiliriz. Kişisel olarak Fincher’ın gerilim yaratmada oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. 10 Ekimde vizyona giren filmi Kayıp Kız da yönetmenin bu niteliğini öne çıkardığı işlerden biri olmuş. Şimdi, kısaca filmin konusuna değinelim. Sonra filme ilişkin düşüncelerimi sizinle paylaşayım.

Nick ve Amy evliliklerinin beşinci yıldönümünü kutlayacak olan bir çifttir. Amy tam bir New Yorkludur. Üstelik çok bilinen bir çocuk kitabı karakteri olan Muhteşem Amy’yi anne babası onun üzerinden yaratmışlardır. Farklı bir çevresi ve yaşam standardı vardır. Nick ise bir erkek dergisinde köşe yazıları yazan Missouri’li, başka deyişle, taşralı bir adamdır. Nick’in annesi kansere yakalanınca Missouri’ye yerleşme kararı alırlar. Amy ev kadını olmuş, Nick ise ikizi olan kızkardeşiyle bir bar açmıştır. Evlilik yıldönümünün olduğu gün Nick bara geldikten bir süre sonra komşusundan bir telefon alır. Kedileri dışarıdadır. Eve geldiğinde, kapının açık olduğuna, evde arbede yaşandığına dair izlere rastlar. Polisi arar. Amy’nin başına ne gelmiştir? Yoksa kocası Nick mi ona zarar vermiştir? Cevaplanması gereken pek çok soru vardır. Soruşturma ilerledikçe hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkmaya başlar... Gillian Flynn’ın kendi romanından yola çıkarak yazdığı senaryo pek çok katmandan oluşuyor. En üst katmana baktığımızda alışageldik bir gerilim filmi gibi duruyor. Ancak Kayıp Kız’ı yalnızca bir gerilim filmi olarak tanımlamak bana kalırsa haksızlık olur. Film bir taraftan evlilik kurumunu, ebeveyn kavramını sorgularken, diğer taraftan medyanın öğüten, haşin çarklarına gönderme yapıyor. Filmin genel akışına baktığımızda neredeyse ilk yarıya kadar bize karakterlere ilişkin belli bir perspektif veriyor. İkinci yarıdaysa, tabiri caizse, ters köşeye yatırıyor. Hem bir taraftan, kimsenin tamamen masum ve kusursuz olmadığını görüyoruz, hem de olaylara farklı bir açıdan bakmaya başlıyoruz. Film bu açıdan bana, John Fowles’ın Koleksiyoncu isimli kitabının kurgusunu anımsattı.  Spoiler verip, filme gideceklerin hevesini kırmamak için karakterler ve olaylarla ilgili anlatacaklarımı burada kesmek istiyorum.

Filmin başrollerini Ben Affleck ile Rosamund Pike paylaşıyor. Ben Affleck kendisinin yönettiği Operasyon: Argo’dan sonra biraz daha farklı bir kulvara geçti. Daha özgün işlerin parçası olmaya başladığını söyleyebiliriz. Kayıp Kız da bunlardan biri bence. İngiliz oyuncu Rosamund Pike’ın daha önce oynadığı filmler içinde en bilineni Titanların Öfkesi olabilir. Pek bilinen, tanınan bir oyuncu değil Rosamund Pike. Ama bana kalırsa Kayıp Kız’daki Amy rolü için biçilmiş kaftan. Gerçekten çok başarılı bir performans sergilemiş. Nick’in ikiz kızkardeşi Morgan’ı canlandıran Carrie Coon ve dedektif Rhonda Boney’i canlandıran Kim Dickens’ın performanslarını da başarılı bulduğumu söylemeliyim. Bu arada hemen bir parantez açalım; filmde bariz bir kadın egemenliği var. Soruşturmayı sürdüren dedektiften, medyada peşine düşen Ellen Abbot’a kadar Nick’e soluk aldırmayanların hepsi kadın. Film bu açıdan üzerinde düşünmeye ve çözümlemeler yapmaya çok müsait.

Filmde ne çok fazla mekan, ne de çok sayıda karakter var. Gerilim olması nedeniyle beklenilenin aksine kan gölünün içine de düşmüyoruz. Patlamalar, takip sahneleri de yok. Ama film bir biçimde izleyicisini tedirgin etmeyi başarıyor. Üstelik bunu 2 saat 29 dakikalık süresine rağmen başarıyor. Bu arada filmin Oscar’da yarışacağına dair haberler ise şimdiden dolaşmaya başladı. Ben de Oscar adayları arasında çeşitli dallarda ama bana göre en iyi kadın oyuncu dalında filmi görmemiz olanaklı.

Kısaca David Fincher’ın son filmi Kayıp Kız uzun süresine karşın, zevkle izleyebileceğiniz yapımlardan biri.