TRANSLATE. PLEASE TRY IT!

Bu Blogda Ara

14 Kasım 2014 Cuma

SİVAS

06.11.2014
SİVAS (Yön. Kaan Müjdeci/ 2014)
Kışa daha çok yaklaştığımız şu günlerde yavaş yavaş festival filmleri gösterime girmeye başlıyor. Özellikle Başka Sinema bu konuda meraklısına pek çok fırsat sunuyor. Geçen hafta vizyona giren Sivas da bunlardan biri. Yönetmen Kaan Müjdeci’nin ilk uzun metraj filmi olan Sivas, pek çok başarı elde etti. En büyük başarı ise Müjdeci’nin ilk filmiyle Venedik Film festivalinde ana yarışmaya kabul edilmesi oldu. Bu son derece prestijli bir durumdu ve sinemamızda da bir ilkti. Venedik’ten önce Locarno Film Festivalinde de ana yarışmaya kabul edilen, Tokyo Film Festivali gibi pek çok festivale katılan film 51. Uluslararası Altın Portakal Film Festivalinde de jüri özel ödülü ve en iyi kurgu ödüllerini aldı. İlk filmle güzel bir çıkış yakalayan yönetmen Kaan Müjdeci ise “Ben festivallerin ve gişenin bir çıta olduğunu düşünmüyorum filmler için. İçimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bundan sonra da yine içimden ne gelirse onu yapacağım ve ne yapıyorsam o olacağım.” diyor. Gelin şimdi bu başarılı filmin konusuna değinelim. Ardından da öne çıkan özelliklerinden söz edelim.

Aslan Yozgat’ın bir köyünde yaşamakta olan 11 yaşında bir erkek çocuktur. Günleri okula giderek ve sonrasında da ağabeyiyle birlikte ailesinin sahip olduğu hayvanlara bakarak geçer. Her şeyin sıradan, kendi kendini tekrar eden biçimde ilerlediği köy yaşamında iki şey Aslan’ın rutinini bozar. Bunlardan ilki, bir gün tanık olduğu köpek dövüşüdür. Dövüşü kaybedip, öldü diye terkedilen Sivas isimli köpeği yalnız bırakmak istemeyen Aslan, artık köpeğin yeni sahibidir. Aslan’ın hayatındaki bir diğer kırılma noktası ise 23 Nisan için oynanacak olan Pamuk Prenses oyununda hoşlandığı Ayşe prenses olurken onun prens rolünü kapamamış olmasıdır. Aslan hayatındaki bu değişkenlerle nasıl başa çıkacaktır?... Kaan Müjdeci filminde pek çok sanat filmi içinde gördüğümüz kodlara başvurmuş. Bunlardan ilki elbette taşrayı mekan olarak seçmiş olması. Başta Nuri Bilge Ceylan olmak üzere pek çok yönetmenin öne çıkardığı bir değer taşra ve taşralılık. Müjdeci ile Nuri Bilge Ceylan arasında bağ kurduğum başka bir nokta, kimi çekimlerin niteliği. Yozgat’ın göz alabildiğine uzanan bozkırı ve Aslan’ın gözlemleri olduğunu hissettiğimiz ayrıntı çekimler Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerinde de karşılaştığımız kodlar. Amatör oyuncuları kullanmak da bir başka ortak nokta olarak karşımıza çıkıyor. Ne var ki bu ortak kodlara rağmen Kaan Müjdeci kendi dilini oluşturmuş.
Örneğin, Aslan’ın göz hizasında, aktüel kamerayla yapılmış çekimler, ki filmin büyük çoğunluğu bu şekilde çekilmiş- bizim Aslan’la özdeşleşmemizi, onun dünyasına girmemizi kolaylaştırıyor. Biz de izleyici olarak onunla birlikte yaşadığı evreni gözlemliyoruz. Aslan’ın küçük bir erkek çocuk olarak yetişkin erkeklerle ilişkisi de filmin önemli yönlerinden biri. Filmde çok baskın olmamakla birlikte öğretmen karakteri üzerine de söylenebilecek çok şey var. Yoksunluk içinde işini yapmaya çabalayan öğretmen temsillerine daha önce de tanık olduk; Hakkari’de Bir Mevsim, İki Dil Bir Bavul güçlü örnekler. Buradaki öğretmenin ise farklı şeyleri temsil ettiğini düşünüyorum.

Biraz önce de söylediğim gibi filmdeki oyuncuların büyük çoğunluğu amatör. Yönetmen Kaan Müjdeci oyuncuları amatör olmasına karşın, oyuncu yönetimi işinin üstesinden başarıyla gelmiş. Hepsi film içinde yerini bulmuş. Ama özellikle Aslan’ı canlandıran Doğan İzci izlenmeye değer. Yönetmenin oyuncu yönetimindeki başarısını yadsımamakla birlikte Doğan İzci’nin olağanüstü bir performans sergilediğini düşünüyorum. Zaten Doğan İzci Venedik Film Festivalinden En İyi Erkek Oyuncu Ödülüyle döndü, Altın Portakal’da da Behlül Dal özel ödülüne layık görüldü. Daha pek çok ödül alacağını düşünüyorum.

Filmde köpek dövüşleri en can alıcı nokta. Özellikle hayvanseverleri rahatsız edecek pek çok görüntü var. Filme gitmezden önce köpeklerin hiçbir şekilde zarar görmediğini okumama rağmen ben de bazı sahneleri izlemekte zorlandım. Ancak bu da bir vakıa. Yasal olmamakla birlikte biliyoruz ki köpek dövüşleri Türkiye’de de dünyanın başka ülkelerinde de yapılıyor. Filmde asıl mesele Aslan ile köpeği Sivas arasındaki ilişki, o köpek sayesinde elde ettiği iktidar...

Kısaca, Kaan Müjdeci’nin ilk uzun metraj filmi Sivas pek çok niteliği nedeniyle izlenmeye değer bir film. Gün içinde iki farklı seansta oynuyor. Biri mutlaka programınıza uyacaktır eminim.